Evren Özen

Hatanın Kalbi

Acı; zamanla diner mi yoksa iliklerinize işlenip, sizin bir organınız mı olur? Kolunuz, bacağınız, ayaklarınız gibi... Size ilişik, sizden mi olur ya da siz mi onun olursunuz? Herkesin içinde herkesten ve her şeyden biraz vardı. En azından Goethe bunu onaylıyordu:
“Ben, kendi hesabıma, ne yaptım tüm

Canlı ve Cansızlık Dışında

Onlar canlı değil mi? Ölmek te var tabi…Ne kadar kısıtlı ve yoğun yaşamları var! Acaba öleceklerini biliyorlar mı?Ya farkındalarsa… Buna biz bile katlanamayız… Düşünsene, dönmeyeceğini biliyorsun ve o ana doğru tehirsiz ilerliyorsun… Bağımlılıklarını bırakıyorsun… Konuştuklarımızı sezinleyip cevap veriyorlarmış hemen. Bir de çıkışarak, nasıl olur?

Keşke...

Keşke sivrisinek gibi rahatça konabilseydim hedeflerime…
Keşke bir şeyin ertesini de bilebilseydim…

Düşüncem; Çevik Askerim...

Bilgim; hiç doymamacasına, rahatsızlık vermeyen açlığım ve sana açılan kapının adı...
Gürültüm; beynimdeki isyanın hortlaması, sessizliğimin cilası, sensizliğim…
Yalnızlığım; kendime yetemediğim durumdaki uğultunun sesi, varlığında yokluğun...

Tükeniş

Uğultu yok artık, derin bir sessizlik… Tedirgin nefes verişleriniz… Beyninizde, kuşkunun saltanatı… Yarını bile düşünemeyecek durumdasınız… En büyük acılarınızı, en sığ mutluluklarınızı, herşeyi unutmuşsunuz… Doğruluyorsunuz,

Başa Dön