Umutsuz Bir Aşk
Kalemim bile çekiniyor artık seni yazmaya / Tükeniyor mürekkebi yetmiyor bu sevdaya
Kalemim bile çekiniyor artık seni yazmaya / Tükeniyor mürekkebi yetmiyor bu sevdaya
Nerede, kiminle, nasıl yaşarsa yaşasın insan, ölümlü bir ruhla hiç bir zaman yeryüzü üzerine sığamayacaktır ...
Bir mezar yerinden farkı yok şimdi yüreğimin / Kimi sevgisiyle oraya yerleşti kaldı
Sen bir zamanlar sevipte üzerine şiirler yazdığım insan / Bak nasılda soğuyabiliyormuş unutabiliyormuş
Hayatta bir şeyleri elde etmenin hiç bir anlamı yoktu, çünkü korkunç bir sıfırı barındırıyordu yaşam içinde.
Neyi değiştirebilir yada neye anlam katabilirdi ki varlığım.
Kendine dahi pek hayrı olmayan bir ruhun varlığı, kainata, insana
ne gibi bir anlam katabilirdi ki .
Ben bende bile değilim artık, halden anla / Hergün kan ağlarken yüreğim böylesine
Anladım ki yüreğinde hiç yer yok bana / Hep seni sevemeyecekleri doldurmuşsun oraya
En olmadık yerlerde akmak için adeta çırpınan göz yaşlarımın varlığından yoruldum.
Bana sorarsanız / İnsanlar bilmiyordu sevmeleri / Her birinin yarım
Parçalansa kelimeler bütünüyle yas tutsa / Dağılırmı içimdeki derin keder bir anda
Hiç utanmazmısın başka şairlerin başka şiirlerinde avuturken gönlünü / Her seferinde bir bıçak
Neden yaşam şartları yüreğimize ve sevgimize bu kadar acımasızca sınırlar çizdi. Neden o sınırları aşmak için çaba göstermek yerine daha da kastık kendimizi. Ve neden günden güne ömürlerimizin sonuna yaklaşırken bu kadar uzak kalıyoruz birbirimizden...
Geçmiyordu hiç bir şey, yaşamdan yana aldığımız her bir yara kalıyordu, belki pas tutuyor, belki küfleniyor fakat yinede duruyordu içimizde bir yerlerde.
Ve işin acı yanı, her gün bir yenisi daha ekleniyordu aldığımız yaralara...
Merak etme kalıcı değilim hayatında / Yediğimde dost kazıklarıyla sandalımı çekebilirim her an
Bana sorarsanız / İnsanlar bilmiyordu sevmeleri / Her birinin yarım
Karanlık bir oda sanki yüreğim / Işığa mutluluğa sevgiye hasret /
Bir gün ayrılacağım bu kentten / Sevinçlerim hüzünlerim bile kalmayacak geride
Adı konmamış sevginin en sakin halini yaşayandık biz
Hangi vicdansızlık en çok yaralayabilirdi insanı, hangi yenilgi en çok tökezletebilirdi, hangi hüzün en ağır sancıyı verebilirdi, ve hangi acı, yaşarken henüz insanın yaşamadığı acıların toplamı edebilirdi.
Naçizane yazan-Minimalist Şair...
Edibe Toğaç
http://sayfamdakalancumleler.blogspot.com.tr/
Üstad Nazım Hikmet bir şiirinde şöyle der; Şiirler yazarım ,basılmaz,basılacaklar ama . Ümitle bekler. Kimbilir bir gün benim yazdıklarım da basılır belki, bunu yapabilirsem kendi imkanlarımla yapacağım, yok yapamazsam mucizeye kalmış demektir. 7senedir şarkı sözleri, denemeler, ve şiirler yazmaktayım kendimce. Paranın konuştuğu bir dünyadayız yeteneğin ve erdemin konuştuğu bir dünyada değiliz maalesef, bu yüzdendir ki sözlerimi kısa ve öz tutmaktan yanayım. Bana şuan bakmış olan beni zaten görmüş demektir. Sevgilerimle...
Adana
Şiirler-Denemeler...
Susan Sontag, İngeborg Bachmann,Montaigne,Dostoyevski,Henry David Throe, Tolstoy,Gogol,Albert Camus,Paul Auster,Susanna Tamaro,Paulo Coelho,Tezer Özlü vb...
Deneme türünü benımsedıgım ıcın cok büyük insan dediğim Montaigne, sonrasında farkındalığın verdiği azapla bu yalan dünyada benim gibi yaşamaya mahkum edilmiş olan, ruhdaş diye nitelendirebileceğim ruhuma yakın bulduğum insan Tezer Özlü'dür...
http://sayfamdakalancumleler.blogspot.com/
http://www.facebook.com/pages/edibe-to%C4%9Fa%C3%A7-s%C3%B6z-yazar%C4%B1besteci/248770579603
http://www.dailymotion.com/edie01#videoId=xh5pyu
http://www.youtube.com/user/edoizmamy