EBRU AKGÜN

Markiz Pasajı

Ben İstiklal Caddesi’ni eski bir evin dev avlusuna benzetirim. Kışın ılık, yazın serindir. Yağmurda yürümek ayrı zevk, karda yürümek ayrı zevktir. Biz Beyoğlu aşıkları caddesinde yürüyüp, ara sokaklarına girer çıkar, eski evlerini gözlerimizle okşay

Seçimler ve Yaşamlar

İnsanoğlu çalışmak sevmiyor. Ama niye zorla kendini çalışmaya yönelten bir düzen kuruyor. İçimden ilk üretim faaliyetini gerçekleştiren manitu kuluna sövmek geliyor.

Niçin Yazıyoruz?

Herşey "bu dünyada biz de yaşadık" deyip, bunu bir şekilde ispat edebilmek için. Yani hacim kazanabilmek ve ölümsüz olabilmek için.

Yoksayma...

Biz güvenli arabalarımızda evlerimize giderken, yol kenarında travestiler vardı ve biz kafamızı çevirip bakmayacak kadar kanıksamıştık onları, belki de yoksaymak işimize geliyordu.

Babam...

Taşkafam bir şeyleri anlamaya görsün, paralardım ortalığı, tüm defteri kitabı yırtar alamazdım hırsımı. “Ben aptal mıyım, niye anlamıyorum?” diye ter ter tepinirdim. Bir tek sen bilirdin beni sakinleştirmenin yolunu...

Güvercin

Al benim insanlığım senin olsun güvercin, / Gökyüzü dolusu özgürlüğünü ver bana,

Taksi...

Şişli minibüs duraklarının olduğu köşede yaklaşık 20 dakika bekleme rağmen, boş bir taksi edinemedim. Böyle zamanlarda taksilerin durmadan geçtiği çok oluyor ki; en nefret ettiğim durum bu.

Sokak Kedileri

Kendimi hala o kedilerin faaili sayıyorum. Ve artık sokak kedilerine çok fazla ilgi ve sevgi göstermemeye çalışıyorum. Onlar yabani olmak zorundalar. Kendilerini korumalarının tek yolu bu!

Başa Dön