Zafer Destanı

On Dokuz Mayıs Bin Dokuz yüz on dokuzdan Dokuz Eylül Bin Dokuz Yüz Yirmi ikiye Topyekûn savaş verdik, güç alıp ordumuzdan Böyle yazıldı Türkiye’nin Zafer Destanı

yazı resim

On Dokuz Mayıs Bin Dokuz yüz on dokuzdan
Dokuz Eylül Bin Dokuz Yüz Yirmi ikiye
Topyekûn savaş verdik, güç alıp ordumuzdan
Böyle yazıldı Türkiye’nin Zafer Destanı

Omuz omuza direndik, çocuk, kadın, erkek
Geldik her seferinde yeniden dirilerek
Kolay mı sandınız bu milleti esir etmek?
Ne zaferler gördük biz, kolay değildir yenmek.

Tertemiz kanayıp akan kan şehit kanıdır,
Bayrağım şehit kanıyla ala boyanmıştır.
Ölüm korkusu yoktur Mehmetçiğin yüreğinde
ölürken taşıdı sancağını gönderine.

Ulusal benlik silkinip topyekün uyandı,
Sırtından hırkasını Mehmetçiğe yolladı.
Çocuğunun kundak beziyle mermiyi sardı.
Namusunu, şerefini böylece kurtardı.

Yıl Bin dokuz yüz yirmi iki, yer Kocatepe…
yeni silahlar alınmıştı, asker hazırdı.
Yirmi altı Ağustos’du, saat beş olmuştu,
artık gelmişti büyük taarruzun zamanı…

Ordu bir sel gibi aktı, geldi Sakarya’dan,
Erzurum’dan, İstanbul’dan, Doğudan, Batıdan…
Uykusuz geçti sıcak Ağustos geceleri.
Tüm düşman mevzileri hızla el değiştirdi.

Bu, Gazi Mustafa Kemal Paşanın zaferi,
Adı Başkomutanlık Meydan Muharebesi…
Türk ulusunu esir etmek isteyenlere,
yayılmacı, istilacı tüm güçlere karşı…

Başkomutan Mustafa Kemal’in önderliği,
yeniden vatan kıldı bu cennet parçasını
kuşatılıp çember altına alındı düşman,
esirlerin içinde Trikopis’de vardı.

“Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”
diye emretti Başkomutan Mustafa Kemal
Süvari taktı çelik kanatlarını, uçtu
Köpürmüştü dizginler, tere kesmişti atlar..

Çığırıyordu Ege’nin hür martıları.
kadınıyla çocuğuyla, kurtuluşa inandı.
İşte bu ruh ile zafer destanını yazdı.
Bu Türk’ün yoktan varoluşunun destanıydı…

Vatan sevgimiz karşısında dünya titredi
Dokuz Eylül’de, Mehmetçiğim İzmir’e girdi,
Gemilere sığmayıp denize döküldüler,
Tamamen kurtarıldı Yurt toprakları düşmandan…

***

Meçhul asker geçiş töreninde tek yürek,
uygun adımlarla Dumlupınar’dan gelerek
başı dik, alnı açık, çelik göğüsler gergin,
Geçti Cumhurbaşkanı vekiline selam vererek…
Sil anneciğim gözyaşlarını, ağlama
şehidinin kanı yerde kalmayacak,
gün gelecek, saf dönecek,
işbirlikçi hainler hesap verecek,
her biri kaçarak sıçan deliğine girecek…
Ey Türk, 30 AĞUSTOS 2012’Yİ UNUTMA!…

29 Ağustos 2012
Kemal Yavuz Paracıkoğlu

Başa Dön