Alçakça, adice, hem de organize sosyal medya saldırısından bizi koruyan, bizi savunan yurtseverlere teşekkürler demişsin Sayın Özdil. Evet, doğru söylemişsin. Alçakça, adice, hem de organize bu alçaklığı Mustafa Kemal'in adını kullandığın için acaba hiç vicdanında (eğer varsa; önceden var olduğundan, şimdi olmadığından kuşku duymadığım) bir değerlendirme yaptın mı? Bu ahlaksızlığı hangi AKPlilerin sığındığı uyduruk kılıfla kapatmaya çabalayacaksın, merak ediyorum.
Yediğin haltı gördün mü? Bunca yıl seni zevkle okuyup, yaşayan en iyi eleştirmenlerden biri olarak kabul eden bil cümle insanoğlu nasıl bir kapitalist olduğunu konuşuyor. Bunca zaman yazdıklarının hiç bir anlam ve önemi kalmadı. Para derdinde olan samimiyetsiz birinin palavralarına dönüştü yazdıkların. Helal olsun sana. Eleştirdiğin adamlardan bir farkın kalmadı okuyucularının gözünde. Beni de aynı kategoride eleştirebilirsin artık. Seni kutluyorum, bir insan ancak bu şekilde çıtasını yükseltebilirdi.
Kendisine Müslüman diyen alçakları eleştirerek, onların toplumdaki yozlaşmış davranışlarının bir benzerini göstermek, hangi devrimci ruhun temiz yüreğinde bulunabilir. Onlar dini pazarlamaktalar, sen de Atatürkü. Aranızda pazarlanan bir ideoloji dışında ne tür bir fark var, anlatabilir misin? Bu bir kapitalist zihniyet değil de nedir? Kendini de, sevenlerini de bu tutumla madara etmen hem çok üzücü, hem de artık söylediklerinin davranışlarınla uyuşmamasının güven sarsıcı bir durum yarattığı apaçık meydanda. Bugüne kadar yanlış bir şey elbette söylemedin. Ama söylediğin doğrular bu tutumunla anlamını kaybetti.
Hangi amaçla bu kirliliğe alet olursan ol, bunun adı kapitalistliktir. Bu tutum suç kapsamında olsaydı, yardım ve yataklık olurdu herhalde. Halkın, kendi çıkarların uğruna olmasa da, başkasının çıkarları uğruna sömürülmesine sebebiyet verip, zemin hazırlama anlamına gelir ki, bunda zaten kendi çıkarın da var. Eğer benim yazdığım bir kitabı, benim iznim olmadan hangi amaçla olursa olsun, bu fiyata basılıp satılmasına izin veriyorsam, ben kapitalist olmasam da, o zihniyeti taşıdığım ve bir gün o imkânlara kavuşunca da birebir yapacağım anlamını taşır. Ben de bir yazar ve şair olarak, eğer bir gün aynı duruma düşersem, buradan size şeref sözü veriyorum, kendim için aynı eleştiri yapacağım.
Mustafa Kemal adıyla, onun kurduğu bir ülkede sömürü yapmak Mustafa Kemal ki, kendi servetini kendi halkına miras bırakmış biriyken, bu yüzsüzlüğün onun adının kullanılarak, böyle bir alçaklığa alet olmak durumunda sizi görmeyi hazmedemiyorum. Sizi fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür halkın ve doğruluğun yanında devrimci bir yazar olarak kabul ediyordum. Oysa şimdi Bir hiç Nihat Hatipoğlundan hiçbir farkı olmayan birisin
Atatürkçü olmak, Atatürk hakkında bir kitap yazarak, onu halka anlatma yerine, halkın duygusallığından ve Atatürkün adından yararlanarak, bir sömürü düzeni oluşturmak değil, çapulculara kapı aralayıp, onların meydanları doldurmasına fırsat vermek de değildir. Atatürkçülük, Atatürkü anlayıp, anlamamış olanlara anlatmaktır. Atatürkçülük bir gereklilik değil, bir ayrıcalıktır.
Belki tekrar olacak, ama çok gariptir, ben, dini istismar edenlerle Atatürkü istismar edenler arasında bir fark aradım durdum, bulamadım. Bir düşünün bakalım, ya siz...
Sahi, kitabın ikinci baskı mı 1938 adet olacak yoksa yeni bir Mustafa Kemal ya da Atatürk adıyla bir kitap yazmayı mı düşünüyorsunuz? Onun fiyatı da 5000 TL olabilir mi?
Suç-i lisan ve suç-i ahval eyleyenler affola Eğer pişman olup, yanlışlarından dönerlerse
25 Ocak 19
Gölcük