Yeşil Gözlüler Dünyayı Yeşil mi Görür?

Bütün doğrular ve yanlışlar oldukları yerde duruyor. Onlara farklı anlamlar yükleyen, sürekli hareket hâlinde olan biz insanlarız kuşkusuz

yazı resimYZ

Bütün doğrular ve yanlışlar oldukları yerde duruyor. Onlara farklı anlamlar yükleyen, sürekli hareket hâlinde olan biz insanlarız kuşkusuz

Şaşırmayın!
Gerçekten de yeşil gözlülerin dünyayı yeşil gördüğünü zannedenler var! Örneğin, benim küçük kız kardeşim çocukken böyle düşünürdü. Üstelik mavi gözlü insanların da etrafı mavi gördüğüne inanırdı ama geçen zaman içinde bu fikrin yanlış olduğunu bizzat deneyimleyince çocuksu bu düşüncesine kendi kendine baya bir güldüğünü de söylemişti Hatırlıyorum, ilk duyduğumuz da diğer kardeşlerimle birlikte onu baya bir makaraya almıştık

Aslına bakarsanız Allahın hiç bir kulunu ayıplamamalı. Kim bilir hepimizin ne çok yanılgısı çıkar araştırılsa. Şöyle enine boyuna düşündüğümüzde gerek çocukluğumuzda gerekse erişkinliğimizde, körü körüne inandığımız bazı doğruların bile yanlış olduğunu çok sonra fark eder ve bu duruma üzülürüz

Sanırım bakış açısı ile ilgili bir olgu bu. Bizler, hareket hâlinde olmakla birlikte sürekli değişime uğruyoruz. Oysa doğrular ve yanlışlar oldukları yerde duruyor. Onlara farklı anlamlar yükleyen bizleriz, yani sabit olmayan şahsi düşüncelerimiz Bunun nedeni ya da sebebi de çok basit aslında Zaman ilerledikçe, yaşananlar yavaş yavaş demlenince, kaybedilenlerin yerine konmadığını öğrenince, insanları yargılamamak gerektiğini iyice belleyince, artık aynı yerde durabilmek mümkün olmuyor

Bu hayatın her aşamasında geçerli. Atılan tüm adımlarda, ruhumuz bedenimizle birlikte fark etseniz de etmeseniz de mesafe kat ediyorsunuz. Günler, aylar, yıllar akıp giderken; bazen acıdan ağlayarak, bazen sevinçten göklere uçarak, bazen utanıp sıkılarak, bazen de cesur hamleler atarak hayat, bize öğretisini aktarıyor kendi üslubuyla, usulca ve umarsızca

Tükenmek bilmeyen bir enerji dönüşümüdür bu! Gençken cahilliğimize eşlik eden kuvvet, yaşlıyken de tecrübeye rağmen hareketleri kısıtlayan hastalık, yoksunlukları var insanoğlunun. Bir yanda kazançlarımız, diğer yanda kaybettiklerimiz ve ortada da kabak çiçeği gibi duran mutlak gerçeklerimiz Yani eğrilerimiz, doğrularımız ayrıca tanımlamaya çalıştıklarımız! Anlayacağınız bir hayli karışık kafalarımız

Zor!

Gerçekten çok zor etkileşimlerden kurtularak isabetli tespitlerde ve kararlarda bulunabilmek.. Zira herkes bir tarafa çekiştiriyor, herkes kendi doğrusunda diretip duruyor

Farkındayım

Hayatı çözümleme yolculuğunda, daha ilk düğümdeyim diyemeyeceğim belki ama ikinci düğümdeyim diyeyim bari Hani her geçen gün daha iyi kavrıyorum hayatı. Ama hâlâ acemi, hâlâ aceleci hatta bir başına ve biçareyim Yaşadıklarımdan ders çıkarmaktan öte daha çok sabretmeliyim. Belki de daha çok gözlemlemeli, daha çok analizler yapmalıyım Böyle arınabileceğimi düşünüyorum çoğu zaman Çünkü çoğumuz görmek istediğimiz renklerde görüyoruz hayatı! Akı, karayı, grinin tüm tonlarını
Bugün şayet biri bana; yeşil gözlüler dünyayı yeşil mi görür? diye bir daha sorsa hiç ikiletmeden: Neden olmasın ki? derim
İnanıyorum ki bazılarının gözü ışıkta aydınlanır.
Bazılarının gözünü de karanlık alır.
Mesele; renklerin, şekillerin, motiflerin üstüne çıkabilmekte, bizim nasıl gördüğümüzden ziyade varlıkların özünü kavrayabilmekte, gözlerimizle bakarak, gönlümüzle görerek kavrayabilmekte gizli gibi geliyor bana

Sizce de öyle değil mi?

Kalın sağlıcakla

Başa Dön