Yeni Hayat, bazen benim planını yaptığım bir hayatın nasıl olacağını gösteriyor. Özellikle bir kazıdan diğerine giderken otobüs terminallerinde, mola yerlerinde kapıldığım duyguları bana bir kere daha hatırlattı. Bir gün ben de, Yeni Hayatın kahramanı Osman gibi nereye gittiğini bilmeden bir otobüse bineceğim ve ne aradığımı bilmeden, aradığım şeyi bulmaya gideceğim; otobüsün gittiği yere kadar otobüsle, gitmediği yere de yürüyerek gideceğim ve en ücra köşelerde kalmış köy ve kasabalarda arayacağım onu. Neyi?
Romanın sonlarına doğru Osman, kitapta anlatılan Yeni Hayatı yazan Rıfkı Amcanın kitabı yazarken yararlandığı kitaplardan 33 tanesini sürekli okur; bu kitaplar üzerine yoğunlaşır, notlar alır. Burada 33 rakamı aynı zamanda tespihteki boncukların sayısıdır ve tespih sufilikte tefekküre dalarken çekilir.
Yeni Hayat da, Kara Kitap, Beyaz Kale ve Gizli Yüzde olduğu gibi, kahraman (Osman) sürekli arayış içindedir; bu hayatın (aynı zamanda Yeni Hayatın) onu nereye götürdüğünü merak etmektedir. Ayrıca bu romanda da, yine yukarıdaki kitaplarda olduğu gibi yer değiştirme ve ikizlik söz konusudur.
Roman kahramanı Osman, roman boyunca peşinden gittiği ve sonunda bir silahla öldürdüğü Mehmetle bir bakıma yer değiştirir. Çünkü aslında Nihat olan Mehmeti bulduğunda adı Osmandır: Aynı kitabı (Yeni Hayat) okuyup hayatlarını kaydırmışlar, aynı tutkularla yola düşmüşlerdir.
Yine bu kitapta Orhan Pamukun bir özelliği daha karşımıza çıkmaktadır. Daha önceki romanları arasında da görülen bu özellik, romanlarındaki hikayeleri birbirine bağlamasıdır. İlk romanı Cevdet Bey ve Oğulları ile başlar bu özellik; Sessiz Evde sık sık adı geçer Işıkçı Cevdet Beyin! Üçüncü kitap Beyaz Kale ise Sessiz Evin sonunda ölen evin torunu Nilgün Darvinoğluna ithaf edilmiştir. Dördüncü kitap Kara Kitapta ise bütün önceki romanlarına gönderme vardır; dördüncü kitap olmasına rağmen, sanki o romanlarının taslağını görür gibi oluruz kitabı okurken. Yeni Hayatta da, ölmüş Galip Salikin yazılarından ve onun yerine yazıları yazan yeğeni ikizinden bahsedilir.
Ayrıca bu romanın hikaye örgüsünde de, belki burada anlatamayacağım bir paradoks söz konusu. Roman hayatı, bir gün okuduğu bir kitabın etkisiyle tamamen değişir: Kitabın adı Yeni Hayattır. Hem kitabın hem de hayatının sırrını çözebilmek için yollara düşer Osman: Kitap aynı zamanda onun hayatını anlatmaktadır. Çünkü kitap üzerine yaptığı araştırmada, yazarının kendi mahallesinde oturan İstasyoncu Rıfkı Amca olduğunu ve bu kitabı da kendisinden esinlenerek yazdığını öğrenir. Aslında, sonunda öğreniriz ki Osman da bizim okuduğumuz kitabı okumuştur. Ancak, Rıfkı Amcanın yıllar önce yazdığı kitap toplatıldığından olsa gerek, bizim okuduğumuz baskıda yazar Orhan Pamuk mahlasını kullanmıştır. Bu da, Orhan Pamukun diğer kitaplarında da karşımıza çıkan bir paradoksa sebep olmaktadır; hele bir de kendimizi Osmanın yerine koyarsak.
Son olarak, Osmanın okuduğu kitabın sonunda Osman kendi ölümünü görür, ama buna rağmen o kitapta yazılı olan hayatı yaşamaya devam eder. Biz de Yeni Hayatı bitirdiğimizde Osmanın ölümünü görürüz.
Yeni Hayat
Yeni Hayat, bazen benim planını yaptığım bir hayatın nasıl olacağını gösteriyor. Özellikle bir kazıdan diğerine giderken otobüs terminallerinde, mola yerlerinde kapıldığım duyguları bana bir kere daha hatırlattı.