Eşikteki Sakin

Henüz bir çocukken, akşamları yatağıma yattığımda gözlerimi odanın kapısından alamaz, uyuyana kadar devamlı kapıya bakardım. Nedense bana hep sanki orada, kapının eşiğinde bir şey varmış ya da oradan bir şey çıkacakmış gibi gelirdi.

yazı resim

Henüz bir çocukken, akşamları yatağıma yattığımda gözlerimi odanın kapısından alamaz, uyuyana kadar devamlı kapıya bakardım. Nedense bana hep sanki orada, kapının eşiğinde bir şey varmış ya da oradan bir şey çıkacakmış gibi gelirdi. O beni devamlı gördüğü halde ben onu göremez, fakat onun orada olduğunu hissederdim. Akşam uyku vakti gelip, herkes odasına çekildiğinde ışıklar kapanır ve o hemen karanlıkta benim odamın kapısı eşiğinde belirirdi. Neden hep benim odamın kapısını seçerdi onu da bilmezdim. Neden anne babamın ya da abimin odası değil de benimki? Bu yüzden yalnız uyumaktan hep korkmuşumdur. Hatta geceleri tuvalete ya da su içmeye bile gidememişimdir hiçbir zaman.
Her gece annem yatmadan önce yanıma gelir, beni öper ve Gözlerini kapatıp, yorganı da başına çektin mi hiçbir şey olmaz derdi. Ben de onu dinler, gözlerimi kapatır ve yorganı da alnıma kadar çekerdim. Ama ne gözlerimi kapatmam, ne de yorgan işe yarardı. Çünkü görmesem de kapının orada olduğunu bilirdim, dolayısıyla onun da.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Onun eşiği geçip içeri girdiğini hiç görmemiştim. Ama dışarı da çıkmazdı. Hep orada kapının eşiğinde dururdu. Tüm dünyası orayla sınırlıydı sanırım. Orayı geçti mi tüm büyüsü bozuluyordu. Orada ne kadar durduğunu da bilmezdim. Tüm gece mi? Yoksa ben uyuyana kadar mı? Belki de amacı bana zarar vermek değil, tam tersine ben uyurken beni korumaktı. Bu nedenle hep kapıdaydı. Belki de tanrı tarafından uyuyan küçük çocukları korumakla görevlendirilmiş bir melekti ya da şeytan tarafından korkutmakla görevlendirilmiş bir zebani. Ya da gerçekten o kapı eşiği başka bir dünyaydı. Gece yarısından sonra açılıyordu da, eşikteki sakin de oraya herkesin girmesini engelliyordu.
Ne olursa olsun bildiğim, emin olduğum tek şey ışık yandığı zaman veya gündüz olduğunda ortadan kaybolduğuydu. Sabah olduğunda kapının her yerine bakar, fakat onu bulamazdım. Işık bir silgi gibi onu yok ederdi, silerdi oradan. Benim korkumda bir daha ki akşama kadar geçerdi.
Tüm bunlar uzun zaman önce daha çocukken yaşadığım şeylerdi. Şimdi akşamları uyumak için yatağa yattığımda gözlerimi kapayıp bunları düşünüyorum. Çocuk aklımla kurduğum bu masallara gülüp geçiyorum. Tüm korkularımı kapının eşiğine nöbetçi dikmem artık beni korkutmuyor. Çünkü biliyorum ki bunlar benim beynimin ürünü. Ama yine de içim rahat değil. Çünkü artık çocukluğum geride kalmasına rağmen, bazı akşamlar yatağıma yatınca gözlerimi kapıya çevirip, bakıyorum ve orada, kapının eşiğine yığılıp kalmış sakinin cansız bedenini görüyorum.

Başa Dön