"Yazı"lı Kanunlar

Mürekkebi kurumamış yazıları eleştirirken “dobra”lığın ardına gizlenerek “zorba” olan eleştirmenlere ithafen…

yazı resimYZ

Yazı yazmak üzerine bir çok kitapta, bir çok yazıyla karşılaştım. Ya da liseye gelene kadar defalarca farklı öğretmenlerden “kompozisyon nasıl yazılır?”ı dinledim. Şimdi düşünüyorum; acaba okuyup, dinlediklerimin ne kadarını uygulayabiliyorum ya da benim yazmak üzerine görüşlerimle, beynime sokulmaya çalışılan kalıplar arasında ne kadar benzerlikler var?

Yazı tabiki bir bütünlük içinde yazılmalı ve tabiki paragraflar arasında anlamı koparmayacak bağlar bulunmalı. Ama yazıyı kalıplara koymak ne kadar doğru, hem bu kalıplar içinde ola ola yazılarımız birbirinin tıpatıp aynı olmaya başlamaz mı?
Bence yazı her şeyiyle canlıdır. Kalem vuruşlarınız kelimelere hayat verir. O zaman y aşayan, her şeyin değiştiğini düşünürsek, yazı da değişmek hakkına sahip değil midir? Yazının kaideleri de her gün değişemez mi?

Mesela ben bana öğretilen “paragraf kanunları”na karşı çıksam yazım soluk mu kaybeder, yoksa benim bu isyanımdan farklı bir akım doğması ihtimali var mıdır? Bence bu ihtimal yeni olan her şey için büyük bir olasılık olarak çıkıyor karşımıza. O zaman yazıda yenilik çıkaranlara karşı daha müsamahalı davranmak lazımdır. Yeni kelimelerle yeni tatlar yakalamaya çalışan genç kalemlerin önünü kesmek belki de yeni bir edebi akımın yolunu kapatmak olacağından sert eleştirilerden sakınmak gerek bence.

Başa Dön