Gece ayaydınlık
Göğüsümde süregelen fırtınaya inat
Sessiz çehrem, azgın sulardaki kayık gibi savruluyor.
Günden güne değişiyor
Zihnimdeki düşünceler
Bir kaf dağının ardına uçuyor
Bir magma tabakasına düşüyor
Gece ayaydınlık
Yüzümüzü aydınlatıyor her bir yanlızlık
Uçurumlara sürükleniyoruz herbirimiz
Dağlardan yankılanıyor sesimiz
Kendi sesimizin çığlarında savaşıyoruz kendimizle
Bir de o tükenmeyen isteklerimizle
Sokağın, soğuk sarı ışıklarında akşam
Yolunu bulmaya çalışan sığırcıklar gibi
İnsanlara yakın uçuyor
Tenimize dokunarak gidiyor yataklarımıza rüyalarımız
Gece ayaydınlık
Düşüncelerime düşen saadet arzusu
Bir o yana bir bu yana yalpalıyor
Ağaçlardaki kuru yapraklar gibi
Yaz içinde bir sonbahar
El yordamıyla buluyoruz yüreğimizi
İçine zerk ettiğimiz hüzünlere boğarak kendimizi
Yaz hüzün mevsimiymiş yeni öğrendim...