Sesinin tonlarında çıkıyorum en uzun yolculuklarıma
Bir, deniz kenarındaki bir limana demirliyorum
Deniz gelinlik kız gibi uzanmış yanıma
Ay ışığı altında yıkanıyorum gözlerim mavi ve derin.
Ya da bir vadinin ortasındayım yemyeşil gözlerim
(Sessizce seni süzmekteyim)
Üzerime giymişim gökyüzünü altına yatıyorum
Bazen öyküler okuyor martılar yanımda
Yanlarına uzanmış bekliyorum kanat çırpmalarını
Yükseklere uçmak istiyorum ama çok yükseklere
Uzun uzun şarkılar fısıldıyor birisi kulağıma
Sanki yüreğim, dudağımdan düşüverecek
Binbir parçaya ayrılacak
Sadağımdan nefesler harcıyorum sağa sola
Bir yanımda seni taşıyorum
Diğer yanımda birşeyler koptu sanki
Hangi tarafımı çevirsem karaya vuruyor ruhum
(Belki de bir çeşit intihardır bu)
Söylesene melekler çıkar mı bir başkası için duaya?
Yoksa kaprislimidirler günün bazı saatleri?
Üzüntü, sevinç ya da acı var mıdır onların içinde?
Hani aşka pervane gibi tutulmuştu ya onlar
Peki köprüler kurarlar mı insanlara?
Ya da insanlar meleklere
Ama hiç belli olmaz (kuruyorlarsa şayet)
Birgün ben geçer giderim o köprüden denklemine
Ya da
Belki sen geçer gelirsin benim denklemime