Yaşamın Damarları..!

Yağmalıyordu ölüm insanı, Ruhlar hapis. Parçalanıyordu hücreler, Atomun gölgesinde, Can yoktu canan da. Bahar ,umut neredeydiler? Gelmiş miydi yarının günü?

yazı resim

YAŞAMIN DAMARLARI ...!

Yağmalıyordu ölüm insanı,
Ruhlar hapis.
Parçalanıyordu hücreler,
Atomun gölgesinde,
Can yoktu canan da.
Bahar ,umut neredeydiler?
Gelmiş miydi yarının günü?

Yeni açılan şafak.
Gökten çakan ilk enerji,
Öfkenin karası çalınmış
Güneşin yüzüne
Masumiyetsiz bir karanlık
Hala duraksız maceraların da
Kadere naz eder yel.
Fırtına döküyor yaprak kımıl kımıl

Akıyordu buz.
Çözülüyordu nefrete hırs
Yanıyordu nefesler ateşte.
Alev alevdi yürekler
Canda canın damarları

Yanılmıştı hayat.
Gelmişti ruhsarın efkarı
Ve bahardı yokluğa zaman.
Ölüm fışkırıyordu artık
Dönek uzmanlar vardı
İnsanın düşman olduğunu anlatan
Çaresizliğin fırtınalarında
Kaybetmiş yününü
Fırsatın kıskacında ağlıyordu ay

Döl tutuyordu ölüme cehalet
Kırkı çıkmadan daha
Doğumun yeni sancısı başlıyordu
Yaşamadan doğuyordu
Ceberut ta zaman
Azıyordu acılar katmer katmer
Ne zaman başladı.
Ve nerede bitecek belirtisi yoktu.

Süresiz çarklarda
Akarken ömre husumetli zaman
Nefessiz ıslak.
Kan alevi yazlar vardı
Yanıyordu hücreler
Alevin gölgesinde hayat
Barut kokusu kan kokusu
Unutturmuş tu insana insan kokusu

Anlamsız siluetler kol geziyordu
Kaderin dar sokaklarında
Çıplak çocuklar oyun oynuyordu
Ölümün renklerini
Silahının çeşitlerini öğretiyordu
Yazarken anlına çiviliyordu
Gelmiş ve
Gelecek günlerin aynılığını

Nefessiz rengi kara.
Ve renkler ahenksiz
Toprakta insan başakları
Filizsiz körpecik
Toprak merhametsiz
Gök merhametsiz
Yağıyordu insanlar toprağın göğsüne
Kol bacak dal kanat
Dağılıyordu göğün yüzüne
Ne ten vardı bedende
Ne et vardı kemikte.
Ve insanlar yağıyordu
Ne kar ne dolu.
Ne de yağmur yağıyordu
İnsan tarlaları bunlar.
İnsanlığın karası
Umuda yaşama uzak insan tarlaları.

Gelecekten habersiz
Habercileriydi ölümün,
Merhametin gözleri görmüyordu.
Bakmayı unutmuş kör gözler vardı
Hissiz nefesiz soluksuz du
Sevinç küskün yürekler paslı
Diller kenetli yüzlerse donuk
Akıyordu yaşamın damarlarında
Kan pıhtıları köpük köpük

Başa Dön