her akşam ay ışığı
bir bakraç süt gibi
dökülürken denize
sorarım kendime
çocuğun saçlarında kokmuyorsa tanrı
nerededir
yargıla
masallara kanmadan
sözcükten kes dilimi
anlam veremedim denize
dağı koyamadım yerli yerine
gökyüzü neden mavi bilemedim
düşmedi gölgem
vaadettiğim toprağa
kırlangıç olamadım
yargıla
ne gittiğim kent tanır beni
ne ayrıldığım
anlamsız leke içimde
sözlerini bilmediğim şarkılar
ufkuma çarpar da döner
nefesim toplandıkça göğsüme
ısırgan lapası sararım yaralarıma
ürperir gözlerimde duman
yargıla
rayların ninisine bele
sesimde büyüyen çocuğu
mum bitiyor tutsü de...
sabahın yanağı penceremde
saçlarını terime yatırdım
kavisine yaslayıp gövdemi
bir şeylere zorluyor beni
içimde soyunan su
yargıla
dilim tuz kesiği
adım kaçıncı tekil şahıs