kendi ilkindisinde çardağım
eylül!.. içimde üşüyen üzüm yeşili
ölüyor herşey biliyorum, kesilir kesilmez
memesinden, öylesine geçti aklımdan
poyraz bekleme ey ruhum, seni
yeniden eğrelti otları sarıyor
tek dal sarmaşık toprağımda aşk
yaz akşamları yeşeren... ağarmış
yerlerimin konuğu, hangi kehanetin
parmakları arasında buruşturduğu
yasaklı kent ruhum bir ömür
kapısı kendime kapalı
su ateşten korkmazdı eskiden
aşk neyle ilişkili herkes bilirdi
binlerce misket yuvarlıyor şimdi
intihar öncesi çocuk ellerim
gölgem yüzümde kuruyor
söz tüy!.. söz sürgünlüğüm!..