ellerimin yanmalarından yüreğim tutuşur
nereye dokunsa ruhum bin bir ah işitir
ne zaman merhem olayım desem yarelerime
bir çocuk düşer önüme ya da bir kadın
kimi töre kurbanı
kimi açlıktan ölmek üzeredir
ey beşer
sen ki en üstünüydün yaratılmışın
sen ki donatılmıştın küçücük bir zerreden
sanaydı bu gizemli / verimli toprak
şimdi düşmedesin yalpalayarak
o kadar uzakta değil bak
köşeyi dönüversen
kaldırım taşlarına sinmiş her adım
kim bilir hangi acının elinde tutsak
hala
nefes alışlarında bile esriksin
hala
kaç tokat yedin de bir türlü silkinemedin
hala
alev alev yanarken ellerin
yüreğindeki koru söndüremedin
mayan sevgiydi
hamurun toprak
her mevsim döküldün yaprak yaprak
hangi öğretiye sıkışıp kaldın
sıkışıp kaldın da ürkek ve korkak
bir türlü aslına kavuşmadın
soluklarımız flu bir semaya açık
nefes alışlarımızda septik sanrılar
yetiş ey ilahi
yetiş ki son bulsun yoksulluk/ açlık
yok olsun kahreden yapay tanrılar
*Güncel Sanat Dergisi Jüri Özel Ödülü
] ] ]