sürüklenen sen değildin bu ırmakta
dağılan bendim buğulu solgun nefesinden
susmalara kanayan sesine kırıldıkça
sarhoş ve dalgındım
sana her yenilişimde
aymazdım dünyanın şaşkalozluğuna
şiirsizlik değildi derdim
şuursuzluk hiç değil
harami bir susku tarafından soyulmuş
pürtelaş giyinmiştim çocukça aşkına
aşkındım
asılmıştım halatın bir ucundan
çekiyordum yaşam denen koca kıçlı gemiyi
gülsün diyordum
evet gülüşenimsin
denizi biriktiyordum ceplerimde
maviyi seviyorsun diye
tutup titreyen ellerinden
yüreğimde ellerin feleğin çarkı
ellerin ki kıvrana kıvrana
çıplak bir çağrı
azıcık ışık
azıcık şarkı
darası şarap
aşk kadehinde dudak yangısı
geç teşhis
belki de imkansızlıktı
yoldaş olacaktık
omuzdaş olacaktık ne de olsa
affola !
diyorsun ki kendine iyi bak
-onurum dalında sararmak-
Hidayet DAL/Can Sokağı Lambaları