bir de sen benzetip bu yangını çingene dansına
basıp demli çay gibi göğsünün sızısına, ısınırsın
“Haydi gidelim!” dersin, uzun uzun ölçüp biçtikten sonra önünü arkasını
gitmek gibi, “Ölümden öte köy yok!” deyip bir uçurumun kıyısına
böylece alıştırmak tıpkı bir köpeği alıştırır gibi, kamçılaya kamçılaya gönlünü
sarhoş olup, gözünden sakındığını atmak berduşların eğlence ortasına
ve bunun adına özveri, cesaret, mertlik, cömertlik demek bunun adına
komedi sona erdi, bu konu kapanmıştır ya
öldü kasaba ödü kopan bir bebeğin ölmesi gibi, ayrıca aşkımız da
hazır herkes sevda sancısı çekerken bir dostluk kardeşlik türküsüdür tutturmuş
daha güzel bir iş,
daha güzel bir araba, bir gömlek, bir lokanta
bir balo, bir gezinti yok, bitti, mafiş /Ahmakça. Ama nasıl ahmakça!/
diye herkes düşünürken
ve hazır gün daha erken gökte salınanlar için yeni yolculuklara
çık içinden maymun iştahlı yürek
yeni olan her şeye okay, selametle, bye bye
gazla şoför, bayım sen de azıcık yana kay
şöyle bağır güzelim:
“Rabbena hep bana!”
nasıl olsa senin için hepsi bir
al eline topacı sen de
çevir oğlum çevir
] ]