(I) .....yağmur öncesi
ne kış ne de kıyamet
boşuna titriyor cama düşen buğu
bin nehir gücünde iken kolların duruşu
düşün, alev almazsa için, ürperiş değil biçimsiz dikilişim
resmen cinayet
düştüm önce gözünün aynasına
irisinin açılıp kapanan penceresinden geçtim
örtüldüğünde gözkapakların
bir aydınlık ki, içinde piştim
oysa ne söylesem dil sürçtüm
karakaşlım....
duruşuna hafif lirik takılanı gömmezsem,
ciğerime düşsün ilhamın son çıkışı
tam orta yerine yarısı görünen mızrak
yazım kadar kara kanıma bulansın ak gömleğin alt tarafı, razıyım
(II) ...... yağmur zamanı
şehvetinde terler konaklamış yalnızlığın
sanki han, sanki hamam başağrım
kokunu alıp getiriyorken tahtakurularının sesi
aş aranan itler gibi boş sokaklarında şehrin,yoğunlaştıkça sahipsizliğim
dönüp dolaşıp geldiğim sebebi bâkir oturaktı ellerin
ne güller gül
ne de bülbül bahtiyâr mevsimden
ne şafak istekli açmaya düğmeleri
altına edecek gece
yine de direniyor bitmemeye
yatak dolusu saçların huylandırmadan göğsü
karakaşlım...
ya şimdi gök gürlerse
omuz resimleri çizerdin heceye
uykun kaçardı bohçasında rüzgar
diz figürleri icat ederdin
gece lambanın ondan bundan peydahladığı gölgeye
serserpe
(III) .......... toprak kokusu
artısı, eksisi, irisi, ufağı
yedeği, gerçeği
gelmişi, geçmişi, salonu, mutfağı
hepsini fırlattım bir kenara
bir anı ayakucuma yapıştı
bir anı sağdaki duvara
resminde ne çok yakıştı
tavan altından düştü de bedenin
kaburgalarım omurgana karıştı
karakaşlım...
dün gibi karşıma çıkışın
anlamını yitirmiş bir cümleyi okur gibi
paha biçilmez halıyı dokur gibi bakışın
açtın kollarını
sen benim **tospam oldun o an
ben senin kabuğun.........
......
.........
............
**Tospa, tospağa anlamındadır. Ancak şiir içinde yöresel kullanımıyla kullanmayı tercih ettim.
(otuzuncu harf edebiyat ve düşünce dergisi 3.sayı)
bigAli (7 mayıs 2006)
Ali Aydoğdu