Son Av

Bir bakmış geyik orada, akşamdan beri aynı yerde duruyor. Geyiğin fazla gideceği yer yok, biraz gitse uçurum, dönse Padişah vuracak. Geyiğin pek fazla bir seçeneği yokmuş, ya uçurumdan düşecek ya Padişah vuracak.

yazı resim

SON AV

Bir varmış, bir yokmuş; Padişahın biri durmadan ava çıkarmış. Günlerden bir gün yine ava çıkmaya hazırlanmış. Sadrazamları, veziri, kapıkulları hazırlık yapmışlar. İstanbuldan yola çıkıp, dağ bayır, dere tepe demeden gece gündüz avlanmak için; geyik, tavşan, keklik aramışlar. Bir türlü bulamamışlar.

Arayış içinde Bolu dağına kadar gelmişler. Padişah Bolu Dağına geldiklerinde büyükçe bir geyik görmüş ve geyiğin peşine düşmüşler. Geyiği bir tülü avlayamamışlar. Geyik kaçıyor, bunlar kovalıyormuş. Geyik bir görünüp, bir gözden kayboluyormuş. Böyle iki gün geçmiş.

Geyik meğer yavruları olduğu için avcıları yuvasından uzaklaştırıyormuş. O tepe senin bu tepe benim kaçma kovalamaca sürerken Bolu Dağının en yüksek tepesine geyik çıkmış. Akşam olup hava kararınca Padişah Daha fazla devam edemeyeceğim, buraya bir çadır kurun demiş.

Hemen çadırı kurulmuş. Padişah orada sabahlamış. Sabah kalkmışlar, padişahın ilk işi avcı kıyafetini giymek olmuş. Çadırı sökmüşler, Padişah tüfeğini alıp geyiğin peşine düşmüş.

Bir bakmış geyik orada, akşamdan beri aynı yerde duruyor. Geyiğin fazla gideceği yer yok, biraz gitse uçurum, dönse Padişah vuracak. Geyiğin pek fazla bir seçeneği yokmuş, ya uçurumdan düşecek ya Padişah vuracak.

Geyik birden dile gelmiş. Padişaha At bıçağını da bir dirhem et vereyim, dünyayı yedin doymadın, bir dirhem et ile doyacaksan ye de doy. Çekilin benim yavrularım var. Üç gündür aç beni bekliyorlar. Onları doyurmam lazım demiş. Padişah geyiğin sözlerini duyunca olduğu yerde donup kalmış. Hemen geri dönelim demiş.

Padişah bu olayın üzerine tövbe etmiş ve bir daha ava çıkmamış. Padişaha askerleri, Sultanım, öyle dik bir yamaçta idiniz ki, her an düşebilirdiniz. Siz geyiği bağışladınız, Allah da sizin canınızı bağışladı demişler. Bu av Padişahın son ava çıkışı olmuş.

Şefika Ünal (5 Ekim 2013)

Başa Dön