Sohbet

Hayatın rengi beyaz insanlara karşı...İnsanlar ne renk hayata karşı?

yazı resim

Koltuğunda oturup dışarıyı seyrediyordu...Uzun bir yoldan gelmiş gibi yorgundu...Biraz dinlendi, dinledi heryer sessiz. Çıt yok ortalıkta. Aradabir bir kedi miyavlaması duyuluyor. Onlarda susunca çıt yok ortalıkta...Kendi kendine düşünürken farketti. Sessizliği..Uzun zaman önce bitmiş galiba gecenin ve gecelerin söyliyecekleri. Sessiz sessiz bekliyor sokak lambalarından kaçarken. Gündüzün gevezeliğini almamış farklı yumurta ikizi gibiler. Anlaşılan söyleyecek şeyleri tüketmiş artık. Belki aynı şeyleri söylemekten bıkmıştır. Ne demişti bir hatırına sordu.Hmmm.....
"Sevin" demişti "Sevin ki sevilesiniz"
"Önemli mi sevmek sevilmek?" diye sormuştu.
"Sevgi yoksa, dünyalarımızı tutan çekim gücü birbirinizi nasıl bağlar" demişti "Dinleyin ve anlamaya çalışın" demişti ardından.
"Neden önemli anlamaya çalışmak?" diye sormuştu.
"Dinlemediğin insana nasıl değer verebilirsin?" dedi.
"Neden değer vereyim" dedi.
"Söz aynasıdır insanın" demişti gece. "Kemiği yok ki dilin. Aynası, aynası o olmalı elbet" demişti gece. "Barışa değer verin kavgadan önce" demişti ardından.
"Neden?"
"Öfkeye kalbin çabuk aldanır. Aşka nasıl çabuk aldanıyorsa" dedi gece.
"O zaman biz öfkeyle mi seviyoruz, yoksa aşkı mı çabuk tüketiyoruz, bu kadar çabuk dönüyorlarsa birbirine?"
Gece de demişti ki:
"Kalbin varsa işin içinde kesin sınırlar kaybolur sözlerin içinde. Ama kıymetini bilmeli aşkın. Gördün mü az önce geçti buradan zaman. Gittiği yere sevginizi görtürmeli. Geldiğinde ondan bahsetmeli"
Bunları dinledikten sonra sabırsız ve birazda kırgın şekilde sormuştu.
"Peki o zaman niye öfke yerine sevgiden, savaş ve kavga yerine barıştan söz etmiyoruz? Neden biri diğerini dinlemeden anlamaya çalışmadan konuşuyor?Ve neden hep aynı başlara dönüşler?
Sustu sustu sustu...Bir sokak lambası yandı kaçıverdi hemen karanlık gece olduğu yerde bekledi kaldı. Penceresini açtı. Şöyle bir gerindi. Hava kemik gibi sert soğuktu. Gökyüzüne baktı gece gelirken güneş gökyüzünde boğulmuştu şimdi milyonlarca yıldız vardı güneşin aydınlattığı...Ardından derin bir nefes çekti. O an farketti. Her nefesinde sen yaşamı içine çekerken yaşamda seni içine çekiyor. Her nefeste daha fazla, daha fazla...
"Yaşamak" dedi "Yaşanacak çok şey var ve yaşanacak zamanın limiti yok elimde. Sevgiyle, anlayışla, dostça hep beraber yaşamalı. Yaşamak!!" dedi.
Gökyüzüne baktı ve yıldızları gördü "Artık umudumda var. Hemde batan güneşin aydınlattığı milyonlarca milyarlarca umudum var" dedi.
Artık biraz daha sakindi. Pencereyi kapattı. Sessiz adımlarla yatağına yöneldi. Hemen ısınıverdi yatağı yüreğinden gelen ateşle. Şimdi rüyalarındaki sevgilisi ile buluşacaktı ve herşey yoluna girecekti, herşey yoluna girecekti, herşey yolu, herşey yo, herşey, herşe....

Başa Dön