Kalabalığın içindeki yalnızlıklar....bana bir papatya
tarlasını hatırlattı...milyonlarcanın içindeki bir
papatyayı...sevgi terazisi papatyalar...
benim de yüreğim papatyalara yaslanacak kadar
narin...ama bir o kadar dayanıklı....papatyaları
bilirsiniz, tüm o nazik zerafetinden beklenmeyecek bir
güç ve inatla, en olmadık yabani çayırlarda yetişir,
her şeye rağmen o incecik güzelliğiyle meydan okur
otlarının arasından....umudun da sembolüdür
papatya benim için aynı zamanda...dikkat ettiniz mi gece
kapanıp uyuduklarına, sabah güneşiyle tekrar
kanatlarını açtıklarına...her yeni güne...yeni bir
heyecanla ve ilk kez güneşi görürmüşçesine....bunu da
seviyorum papatyada...bitmeyen azim....
siz hangi çiçeksiniz? hangi bestesiniz? hangi
gönüllerde söylendiniz? kimi arar kimi sorarsınız? siz
ne renksiniz? bitmeyen sevdanızı hangi acılarla
beslediniz? eksilerden, artılardan, kalan nedir
yaşamda? çizdiğin çizginin üstünde, attığın adımın
ilerisinde? kuşun kanadı uçarken düşsede, kuş bir yere
konar... tüy bir yere... sizin tüyleriniz şimdi
nerede? ruhunuz hangi kuşun kanatlarında takılı kaldı,
allı pullu bir uçurtma gibi, kuyruğuna kimin saçlarını
bağladınız acaba? hangi gözlere, hangi şiirleri
yazdınız? yazdınız mı?
Siz Hangi Çiçeksiniz?
Kalabalığın içindeki yalnızlıklar...