Siyasetin Dışında

"Neyi yanlış, neyi doğru anladık?" diye bir soru soruyorum, hem kendime, hem sizlere. Ben şimdi cevaplandırayım, sizin bana değil, kendinize cevap vermeniz yeterli olacaktır. Ben bilsem de, bilmesem de cevabınızı önemli değil. Kişi nasıl olsa, kendisi dışında herkese yalan söyleyebilmekte...

yazı resimYZ

"Neyi yanlış, neyi doğru anladık?" diye bir soru soruyorum, hem kendime, hem sizlere. Ben şimdi cevaplandırayım, sizin bana değil, kendinize cevap vermeniz yeterli olacaktır. Ben bilsem de, bilmesem de cevabınızı önemli değil. Kişi nasıl olsa, kendisi dışında herkese yalan söyleyebilmekte...

Ramazanı doğru mu anladık? Açık alanlı bir restoranda iki çocuk iftar edenleri seyretmekteler. Çocuklardan biri restoranı sokaktan ayıran bariyerlerin içinde, diğeri dışında En azından çocuklar kovulup, dövülmüyor burada. Bu da bir şey... Bir başka yerde dondurma yiyen çocuklar tehdit ediliyor. Sanki cennet de, cehennem de Allahın değil de bunların... Bugün oruç tutmayanlara müdahale ediliyor, yarın cuma vakti camiye gitmeyenlere müdahale edilecek ve bundan da yüksek haz duyulacak. Acaba karnı aç olanlara "karnın aç mı?" diye sorma gereği duyan biri var mı?

Ben bir soru sormak istiyorum; Kur'an-ı Kerim'in hangi ayetinde oruç tutmayana veya namaz kılmayana ya da örtünmeyene Müslümanlar tarafından şöyle bir ceza uygulansın ibaresi geçiyor? Siz kimden emir alarak olmayan bir cezayı icat edip, uyguluyorsunuz? Yoksa sizin elinizde bizim bilmediğimiz bir başka Kur'an var da biz mi bilmiyoruz?

Bize neler oluyor, size neler oluyor? Bir kâbusu iki taraflı mı yaşıyoruz?

Orucu niye tutuyorsunuz? Zayıflamak için mi, yoksa stres yapıp sağa sola saldırmak için mi? Kuşu öldüğü için başsağlığına giden bir peygamberden öğrene öğren bunu mu öğrendiniz? Ne güzel bir ahlak, ne güzel bir din edinmişsiniz... Kutluyorum...

Oruç tutmayanlar için yeni timler oluşturun ve her gördüğünüz yerde dövün. Toplu taşım araçlarına sizin gibi giyinmeyenleri almayın, onları da dövün, hatta öldürün. Allah için değil, saldırganlık duygularınızı tatmin için yapıyorsunuz, çünkü Allah'ın sizlerden böyle bir talebi yok. Ha, bir de sizin için yaptırım yok. Nasıl olsa bir kapıdan girip ötekinden çıkıyorsunuz, mevcut ve mükemmel adalet sayesinde.

Yok yok siz hâlâ mağdursunuz, değil mi?

28 Şubat'ta biz sizin için mi sokaklarda dayak yeme pahasına eylem yaptık, diye esefleniyorum. Sanırım, onlar sizler değildiniz. Onlar belki başörtüsünü kazandılar, ama hâlâ mağdurlar. Onlar adına sizler rahatınızı sürdürüyorsunuz, tıpkı 28 Şubat'ta da sürdürdüğünüz gibi.

Sanmıyorum, ama umarım kendinizi gözden geçirme gereği duyarsınız.

Yeni mağduriyetlerinizde biz duygusal salakların yanınızda olacağımızdan emin olup, istediklerinizi yapmaya devam edebilirsiniz. Bir sonraki adalet sizin için işlemediğinde bizi haberdar edin. Şimdilik zaten hoşça kalıyorsunuz.

21 Haziran 17
Gölcük

Başa Dön