Rengi siyah değildi hüznün;
iddiâ edildi.
Adama ilham verdi bir akşamüstü hüzün
ve Kadın:
pembe boyalı evinden
hüzünlü şarkılar eşliğinde çıktı
yürüdü en işlek caddesinde aşk cennetinin;
hep hüzün motifiyle oyalı.
Adam hüznün öz kardeşiydi o gün,
Ülfetin vefâkar dostuydu.
Şahidi avuçlarındaydı,
Kalbi adımlarında,
gâm-ı mecnûn ile gri bir seherde güne meftûn olurken şems…
ve kadın
Leylanın koynunda gizlenen
ben gibiydi,
sarı rengini güneşten alan dudağı çatlamış
çiğdemin ahengiydi.
Kadın bir çiçekti hüzünle açan..
Adam hüzne doğmuştu aslında
O gün.
Ve hayat
bir kovalamaca oyunuydu
hüzünle oynanan.
Hüznün rengi siyah değildi. Kavrulmuştu,
siyahla sonradan.
Hüznün iki eli vardı
ta avuç içlerini kavuştururdu birbirine.
Başını hafifçe eğerdi
ellerini buluşturduğunda adam.
Karşı pencereden müteradif bir duygu seliyle
hayat girdabından hüzün devşirirdi
muhayyileye dalarak.
Ve kadın
Hüzün rengindeydi…
İddiâ edildi:
rengi siyah değildi hüznün