Siyah Kadın II

Yalnızlığın O alaycı hüznüyle yaşarken ben, ( kaç zaman bilinmez ) olur olmadık çıka gelişlerini bekledim. Üzerinde siyah bir esbap ve küçücük ayaklarınla nasılda çabuk çıktın hayret içimde sonu bulunmayan O yokuşu.

yazı resim

Yağmur olup toprağa kavuşamıyorum, dokunamıyorum gökyüzüne. Mavilerimi çok tan çaldı çirkin ellerin biliyor musun saklamaya tenezzül etmediğim O bedenimi şimdi sensiz bulamıyorum, halbuki çokta sıradan biriydin önce sonraları vazgeçemediğim bir alışkanlık olup sızdın hücrelerime. Gözlerindeki O sevgiye muhtaç çocuk, ellerindeki marifet, tenindeki kadınsı kokun sanki geri vermek ister gibiydi ( utanıp ) senin benden aldıklarını.

Kırgındım biraz... daha önce rastlamadığım tılsımının bana bıraktıklarına. Çokta kararlı çokta cesaretli gibi duruyordun ancak, korkuyordun da. Bir bildiğin var gibiydi O bıçak sırtı, keskin hilal, çatık kaşlarında. Bitmesin istiyordum bu rüya, hiç bitmesin. Sana ulaşmak için tüm yolları zorluyordum ve tüm gücümü toplayıp avuçlarıma biraz daha sana yaklaşmaya çalışıyor, biraz daha kayboluyordum. Yalnızlıklarımda aklıma gelen ilk şey oluyordun sonra. Seni seviyor muyum diye düşünüyordum uzun-uzun. Üzerimdeki O ürkeklik, yüzümdeki, yalansı ve kaygan sevinme belirmeleri, sana ait üç beş parça notta okurken kendimi... düşündüm, seni gerçekten seviyor muyum

Oysa karmaşık oyunların adamı değildim ben, mesela sığara kullanmazdım bazı zamanlar nikotin koklardım küllükten ve bazen bir kızı sevdiğimi sanırdım ama sevmez korkardım dedim ya... karışık oyunların adamı değildim ben. Üzerinde durmam sanıyordum küllükteki küller havaya uçar şiirlerimle giderim sanıyordum, sen bana şiir yazmam için lazımdın sadece. Seni senden öte yaşayıp üç beş hatıra olarak kalmalıydın bende daha fazlası olmamalıydı, izin vermemeliydim. Karışık oyunların adamı değildim ben... Daha yolun başındaydık sende bana aşık değildin çekip gitmeliydin vakit geçmeden, ama gitmedin, gitmemi istemedin, gitmemi istemedim, ikimizde oyun oynuyorduk bana.

Ancak ne tuhaf ki engellenemiyordu aşkımız her geçen dakika, her geçen saniye yeni anlamlar katıyorduk birbirimize kıskançlığın verdiği o cesarete sarılıp. Sende benim olmayı kabullenmiştin artık O ürkek serçe suretinden kurtulup gözlerini hiçbir yere kaçırmadan sarılamasan da tenime seni seviyorum gibi kutsal bir sözcüğe hayat verebilecek kadar iyiydin ve ben siyah kadın ( yasak aşkın ) senin o nazarı bozuk arkadaşlarının gözünde bilmem nasıl biriydim

Yalnızlığın O alaycı hüznüyle yaşarken ben, ( kaç zaman bilinmez ) olur olmadık çıka gelişlerini bekledim. Üzerinde siyah bir esbap ve küçücük ayaklarınla nasılda çabuk çıktın hayret içimde sonu bulunmayan O yokuşu. Kal desem kalamazsın biliyorum kısa ve öz beni seviyor musun cevap ver diyordun işte şimdi cevap veriyorum. Küllükten tadı gelmiyor aşkının, sigaraya da başladım zaten.
Seni seviyorum... Seni seviyorum... Seni seviyorum...

Başa Dön