Hani, bazı anlar vardır yaşamımızda iz bırkan.. Hani, bazı sözcükler vardır.
‘’Merhaba saat kaç acaba?’’ veya ‘’Pardon yanınız boş mu? gibi.. Hayatınızı bir anda değiştiriveren
büyülü sözcükler.
Bazı rastlantıların suyun akışını nasıl değiştirdiğini bilirsiniz. İstanbul’da bir resim sergisini gezerken Ümit Yaşar Oğuzcan’ ın son eşi Ulufer Oğuzcan’la tanışma ve onunla Ümit Yaşar hakkında, uzun uzun sohbet etme şansına sahip oldum. Ünlü şairin ölümüne dek 6 yıl boyunca büyük bir aşkla birlikte olmuşlar. O hayran olduğun büyük şaire böylesine yakın bir insanla tanıştığım için çok mutlu oldum.. Sorularım hiç bitmedi. ‘’Nasıl tanıştınız? Dedim. Aynı heyecanı yaşayarak anlattı, o, yosun gözlü, zarif kadın.
‘’Mutsuzdum’’ dedi. ‘’Kendimi şiir yazarak avutuyordum. Bir arkadaşım Ümit Yaşarı tanıyormuş...
Gel... Seni ona götüreyim, belki yazdıklarının yayınlanmasına yardımcı olur... dedi... gittik..
Çekine çekine kendimi anlattım. Şiirlerimden okudum. Beni dinledi, dinledi ve‘’Siz şiir yazacak değil, uğruna şiir yazılacak kadınsınız’’ Dedi. Şiirlerimle ilgilenmedi diye öfkeyle ayrıldım yanından ama, kader o andan itibaren, bizi birbirimize yaklaştıracak, defalarca karşılaştıracak senaryoları yazmaya başlamıştı bile..diye anlattı özlemle..
İşte böyle... Yaşamın kime ne zaman nasıl bir oyun oynayacağı, hangi rastlantının suyun akışını nereye çevireceği belli değil.Emin olduğum tek şey: . Paylaştıkça büyüyen, çoğalan yegane zenginliğin sevgi olduğu..
Apartman komşum, Filiz, biber dolması getirdi dün akşam.. Sevgi her şeydedir biliyormusunuz? Biber dolmasının kokusunda, onu taşıyan elde. Bizim güzel gülüşlü kapıcımız, Mevlüt’ün gözlerinde, kedinin mırıltısında, köpeğin patisinde, Kagir Bar’ın barmeni Burak’ın sohbetinde. Gülün yaprağında... kısacası herşeyde, sevgiyi bulabilirsiniz.
Gül dedim de siz hiç, asfaltı delerek çıkan çiçek gördünüz mü?.. Ben geçen gece gördüm. Adı, Hakan... Balıkçı barınağında bir gemi restaurantında org çalıp, şarkı söylüyor. Sesi de yüreği de çok güzel... Çiçek nerede açarsa açsın, çiçektir. Bazen bir bahçede, bazen bozkırda, bazen dağ başında..
Mutluluğun küçük detaylarda saklı olduğunu unutmadan yaşamak lazım diye düşünürüm ben. Böyle dedim de, Nazım Hikmet’in bir şiiri geldi aklıma...
Bu gün Pazar
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ilk defa,
Gökyüzünün bu kadar
Benden uzak,
Bu kadar mavi,
Bu kadar geniş
Olduğuna şaşarak durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum.
Dayadım sırtımı duvara,
Bu anda ne düşmek dalgalara,
Bu anda ne kavga ne hürriyet, ne karım
Toprak, güneş ve ben
Bahtiyarım....
Fügen Yılmaz
07.12.2000