Kopan bir tel gibi
Kalbimden
Kopup gidersen uzaklara
Rüzgarlara bırak kendini
Ayışığında ıslık çalarak…
Yürü karlı bir gecede
Yaşlı ırmağın rehberliğinde
Geçerek geniş ovaları
Karanlık bir ormana gir
Şarkı söyleyen dallara şaşarak…
Yarenlik et dağbaşlarında
Kavalını ağlatan yalnız çobanla
Ateşler yak, yüreğimi de yakarak
Uğultulu bir davettir uzaklardan
Sevdalarını al gel diye çağıran
Utanma, istiyorsan ağla
Gecelerin koynu kurutur gözyaşlarını
Seni bir çocuk gibi kollarında saklayarak…
Düşen bir yaş gibi
Gözlerimden
Düşersen bir gün kederli göğsüme
Bırak
Kuruyan dere yatağı
Nasıl şenlenirse baharda
Şenlensin göğsüm seninle ıslanarak…