Seni ne kadar hakediyorum?

Seni ne kadar hakediyorum? Sevdiğim kadar mı değer verdiğim kadar mı?

yazı resim

Doğa güzellikleriyle baharı karşılıyor. Ağaçlarda çiçekler açıyor, arılar çiçeklerle dans ediyor. Bulutsuz güneşli güzel günler başlıyor, güzel günler bitiyor. Doğa her mevsimi mevsime ait güzellikleriyle seviyor ve karşılıyor. Doğa her mevsime ait farklı şekiller giyiniyor. Ahenk içinde hep. Sonbaharsa ağaçlarda yapraklar soluyor hava bulutlanıyor hüzün mevsimini hüznü içinde seviyor. Doğa mevsimi hakettiği kadar mı seviyor yoksa sevdiği kadar mı hakediyor onu bilmiyorum ama şu var ki ortada muazzam bir aşk var. Bunu seyretmek çok hoş bir duygu. Ne birbirini kırıp döküyor ne de birbirini yıkıp geçiyor. Çok sevgilili aşık gibi. Aşığın kalbi o kadar geniş ki her mevsimde değşiyor ama değştirmiyor sevgilisini. Ne sık boğaz edip hiç bırakmıyor ne de zamanından önce terkediyor.

İlk uyandığında gün, kuşlar günü farklı bir ritim ve ahenk içinde karşılıyor. Bir çatıdan diğerine beraber uçuyor. Bazıları yerde kırıntılara bazıları suya gidiyor. Arada bir kargalar bağırıyor. Kargayı dinleyince diğer seslerin güzelliğinin daha da bir farkına varıyorum. Günün sonuna doğru azalan seslerden tekrar sıyrılıyor kuş cıvıltıları yorgun güne nini söyliyerek geceye hazırlıyorlar. Ya da birbirlerine aşklarını söylüyorlar. Gece gözlerini ovuşturuyor. Gündüz sokakta dolaşan bedenlerin yerini rüyada gezinen ruhlar alıyor. Etrafta dikili ağaçlar var. Gündüz karbondioksit alıp oksijen veriyorlar. Sıkıldığımızda, heyecanlandığımızda kısaca duygulandığımızda daha rahat daha derin bir nefes için olanak sağlıyorlar. Ne o nefesi çekenden ne de ağacın yanından geçendende bir damla suyu bekliyor. Onlar vermesede gocunmuyor çünkü her zaman için Tepesinde gelip birleşebilir bulutlar ve damlalarca su verebilir -karşılıksız sevgi mi yoksa aşk mı bu?- . Akşamda gelince oksijen alıp karbondioksit veriyor. Belki bugünde yağmur yağmamıştır. Köklerini daha derinlere salıyor, dallarını daha yükseğe çıkarıyor ertesi gün.

Değişen güzelliklere ait bir büyü var galiba. Her varlığın içinde kendine ait bir büyü. Belkide güzellik, şeklin içindeki manadır. Ama bu manayı ben ne kadar kavrıyabiliyorum? Kalbim ne kadar bir genişliğe sahip, aklım ne kadar bir derinlikte, etrafımı saran bu güzelliklerin ne kadar farkındayım? Peki ben bu güzelliklerin değerini ne kadar verebiliyorum ya da hakettiğin kadar sevebiliyor muyum?

Başa Dön