Belediyenin koymuş olduğu bankta boğazın muhteşem seyrine dalmıştı.Karşıda pırıl pırıl parlayan ‘‘Dur Yolcu’ şiiri boğazdan gelip geçen bütün insanları selamlaya dursun,Kilitbahr Kalesinin boğaza nazlı bir ceylan gibi bakışı sarhoş olan denizin aşkını ispatlamak için gözyaşlarını kıyıya vurmasına neden oluyordu.Herkesin uykuda olduğu bir saatte deniz ona unutamayacağı bir resital sunuyordu ayın şevkli ışıklarıyla.Ne aşklar yaşanmıştı bu topraklarda ,akan sular kim bilir ne kadar tanıklık etmiştir aşklara diye düşündü.Şimdi tek başına doğanın ona sunduğu bu resitalinde tıpkı aşık olduğu kız gibi yalancı olduğunu biliyordu.Sanki doğayla kız anlaşma yapmışlardı gizli kalması kaydıyla kendi aralarında.Onu kandırmak için yapılan bu gizli kalmış antlaşma deşifre olmuştu.Her şey apaçık ortaya çıkmıştı .Hiçbir şeye inanası gelmiyordu ne kitaplarda yazılan o masum aşklara ,ne şiirlerde yazılan o büyülü aşklara artık.
Ruhun aynası değil miydi gözler?Kelimelerin dile getiremediğini ya da yetersiz kaldığı yerde hani doğruyu söyleyeceklerdi?Ne çok bakmıştı sevgisinin gözlerine,ne iltifatlar yağdırmıştı ,onların bir bakışına ne anlamlar yüklemişti üstelik.Beyninde aşk,sevgi üzerine inşa ettiği bütün sütunlar bir bir yıkılıyordu altlarında ise çaresiz kalmış duyguları can çekişiyordu.Daha düne kadar ne duygular besliyordu aşk adına oysa.Şimdi ise koca bir hiçliği yaşıyordu duyguları.Terkedilmişlik bile olsa bunun adı onu düşünmeye devam ediyordu. Cebinden çıkarttığı kağıdın üzerine sevgilisine duygularını yazmaya başladı.
’Yırtılırken karanlığın perdesi yeryüzünde sen hala yatağında bir melek gibi uyuyorsun.Hep aydınlığa alışan yüzünün masum çizgilerinde umut dolu yarınları düşlüyorsun tek başına.Kim bilir ne rüyalar görüyorsundur o dünyaya değişemediğim gözlerinle.Biraz sonra kalkacak yeni bir güne merhaba diyeceksin,yeni bir sayfa açacaksın diğer hoyratça karaladığın sayfaların üzerine.Sayfalar sayfaları izlerken hayatında gizli kalmış ya da gizlemeye çalıştığın, kelime aralarında saklı kalan bir yerde olacak yaşadıklarımız.
Konuşmak ,varlığını hissetmek yetiyordu oysa .Sana açılamasam da hep kalbimin bir yerinde sen vardın.Gözlerimi kapatıp daldığım rüyalarda hep sen vardın.Rüzgar seni sayıklıyordu yalnız kaldığım gecelerimde kulağıma .Bir masalın sihirli tılsımı olan isminin anlamıyla değer kazanıyordu geçmişte yaşanılan onca aşk hikayesi.Sen var olmanın asıl ismiydin.Şimdi uzak bir yerdesin biliyorum belki de arkana bakmadan yaşamına devam edeceksin .Hiçbir şey olmamış gibi.Belki olmamalıydı yaşanmamalıydı bu aşk.
Sadece şunu bilmeni isterim ki sen yaşamın kendisiydin benim için.’Kağıda karaladığı bu cümlelerden sonra suyun olanca ihtişamına bakarak duygularını dizginleyebildi.
Sen Yoksun
Belediyenin koymuş olduğu bankta boğazın muhteşem seyrine dalmıştı.Karşıda pırıl pırıl parlayan ‘‘Dur Yolcu’ şiiri boğazdan gelip geçen bütün insanları selamlaya dursun,Kilitbahr Kalesinin boğaza nazlı bir ceylan gibi bakışı sarhoş olan denizin aşkını ispatlamak için gözyaşlarını kıyıya vurmasına neden oluyordu.Herkesin uykuda olduğu bir saatte deniz ona unutamayacağı bir resital sunuyordu ayın şevkli ışıklarıyla.Ne aşklar yaşanmıştı bu topraklarda ,akan sular kim bilir ne kadar tanıklık etmiştir aşklara diye düşündü.Şimdi tek başına doğanın ona sunduğu bu resitalinde tıpkı aşık olduğu kız gibi yalancı olduğunu biliyordu.Sanki doğayla kız anlaşma yapmışlardı gizli kalması kaydıyla kendi aralarında.Onu kandırmak için yapılan bu gizli kalmış antlaşma deşifre olmuştu.Her şey apaçık ortaya çıkmıştı .Hiçbir şeye inanası gelmiyordu ne kitaplarda yazılan o masum aşklara ,ne şiirlerde yazılan o büyülü aşklara artık. Ruhun aynası değil miydi gözler?Kelimelerin dile getiremediğini ya da yetersiz kaldığı yerde hani doğruyu söyleyeceklerdi?Ne çok bakmıştı sevgisinin gözlerine,ne iltifatlar yağdırmıştı ,onların bir bakışına ne anlamlar yüklemişti üstelik.Beyninde aşk,sevgi üzerine inşa ettiği bütün sütunlar bir bir yıkılıyordu altlarında ise çaresiz kalmış duyguları can çekişiyordu.Daha düne kadar ne duygular besliyordu aşk adına oysa.Şimdi ise koca bir hiçliği yaşıyordu duyguları.Terkedilmişlik bile olsa bunun adı onu düşünmeye devam ediyordu. Cebinden çıkarttığı kağıdın üzerine sevgilisine duygularını yazmaya başladı.