Şehzade ile Fakir Bir Kız

Bir varmış bir yokmuş, padişahın bir kızı varmış. Bir gün padişahın kızı kaplıcaya gitmiş. Yıkanırken altından hamam tası, altın tarağı varmış. Cariyeler padişahın kızını yıkıyorlarmış. Hamamda bir genç kız padişahın kızı yıkanırken hayran hayran ona bakıyormuş. Bir taraftan da elinde hamamın eski taslarıyla kurnadan su alıp yıkanıyormuş.

yazı resimYZ

ŞEHZADE İLE FAKİR BİR KIZ

Bir varmış bir yokmuş, padişahın bir kızı varmış. Bir gün padişahın kızı kaplıcaya gitmiş. Yıkanırken altından hamam tası, altın tarağı varmış. Cariyeler padişahın kızını yıkıyorlarmış. Hamamda bir genç kız padişahın kızı yıkanırken hayran hayran ona bakıyormuş. Bir taraftan da elinde hamamın eski taslarıyla kurnadan su alıp yıkanıyormuş. Padişahın kızı için aklından Çok zengin bir ailenin kızı ki herkes ona hizmet ediyor diye geçirmiş. Zenginlik de güzel bir şey diye düşünmüş. Cariyelerden biri Herkes hamamı boşaltsın diye seslenmiş. Bu kızcağız hiç duymamış bile. Cariyeler bu kızcağızı da yıkayıp çıkartmışlar. Siz bu kabinde havluya sarınıp, kurulanıp istirahat edin diye bırakmışlar. Kızcağız bir hayal aleminde hala kendine gelememiş. Bir bakmış, yıkanmış havluda sarılı olarak kendine gelmiş. Benim burada giyeceklerim vardı diye seslenmiş ancak kimse kızcağızı duymuyormuş. Kızcağız benim esvaplarım nerede? diye habire sesleniyor ve aranıyormuş. Cariyelerden biri çıkagelip Bu kızın elbiseleri yok, gidin hemen giyecek alıp getirin demiş. Bir süre sonra çok güzel esvaplar getirip giyindirmişler. Sen kabinde istirahatına devam et demişler. Kızcağız hala hayal aleminde geziniyormuş. Cariyeler ise kendilerinden ve saraydan geldiğini sandıkları bu kız için Çok güzelmiş çamaşırlarını kim çaldı ki! diye konuşmuşlar. Kızı giydirip, dinlendirip saraya göndermişler. Padişahın oğlu saraya gelen bu kızı görünce Ne güzel bir kız diye aşık olmuş. Kız ise hala kendi esvaplarını sayıklarken cariyeler Demek ki esvapları çok güzelmiş, daha iyisini ve güzelini alalım çarşıdan diye düşünmüşler. Kızcağız Benim elbiselerim, elbiselerim deyince Bu kızı da götürelim nasıl bir elbiseyse kaybolan elbisesi gibi elbiseler alalım demişler. Ancak padişahın oğlu kızın çarşıya gitmesine izin vermeyip, Hayır hiçbir yere gidemez, terziler gelsin nasıl bir elbise ise istediği gibi diksinler diyormuş. Terziler gerçek inci ve mercanlarla süslü esvaplar dikmişler, süslü incili mercanlı pabuçlar getirmişler. Kızı bir güzel giydirip süslemişler. Zaten güzel olan kızcağız daha bir güzelleşmiş. Hayran olmamak mümkün değilmiş. Padişahın oğluna ve saraya yakışır bir genç kız, kim bilir hangi vezirin kızı, Allah ne güzel yaratmış bu kızı diyormuş herkes. Kızın ise dili tutulmuş, şaşkınlık içerisinde habire esvaplarım da esvaplarım deyip duruyormuş. Sorsalar bile konuşamıyormuş. Kim ne bilsin ki bir fakirin kızı. Kız fakir olduğu için elbiselerinin kaybolmasına çok üzülmüş ve canı sıkılmış. Saraydakiler Yoksa bu kız yabancı mı? diye düşünmeye başlamışlar kızcağız sadece esvaplarım diyor başka bir şey söyleyemiyormuş. Bilsek aynısını yaptırırız demişler. Padişahın oğlu Üzüldü galiba faytonun en güzelini hazırlayın gezmeye çıkalım demiş. Hemen faytona binmişler şehzade çok yakışıklıymış, faytonla şehrin içini gezmişler. Çok güzel bir bahçeye girip önünde durmuşlar. Hemen bir masa düzenlenmiş. Harika porselen çay takımlarıyla servis yapılmış. Hizmetliler adeta birbirleriyle yarış yaparcasına servis yaparken, zavallı kız hala konuşamıyormuş. En leziz tatlılar ikram edilmiş. Tekrar faytona binip gezerlerken çok güzel bir bahçe görmüşler. Şehzade Bahçeyi gezelim demiş kıza. Bahçede envai çiçekler, bin bir çeşit ve renkte güller ve mis gibi kokular arasında gezerken şehzade kızın elinden tutuyormuş. Şehzade Bizi merak ederler, dönelim demiş kıza. Kızın elinden tutup faytona bindirirken kızın ayağı kayıp düşmüş. Kızcağız bir bakmış faytondan değil yattığı sedirden yere düşmüş. Meğer hepsi fakir bir kızın rüyasıymış.

Şefika ÜNAL (2 Ocak 2013)

Başa Dön