bırakırsam içimdeki acıları boğulur giderim diye korkuyorum dalgalar arasında....
oysa kurtulmak ve direnmek için o kadar çaba sarf ettim ki yorgunum artık ... şimdi
bir sahil kenarından dönüp seyretmek bile zor geliyor azgın dalgaları. üstüme üstüme geldiğini sanıyorum.
bırakayım deniz durulsun dalgalar canımı acıtmasın belki anlatırım belki beraber dalarız denize.
mutluluk...
mutluluk denen hercai kelebek...
benim geçici bir süre olarak her an elime konan. bazen bir ekmeği bölüştüğümde,bazen ıslak çimlerde yürümek yalın ayak bazen bir çocuğun gülümsemesinde, bir fincan sıcak kahveyi yudumlarken....
ya sen bihaber adına düş dediğin....
kim bilir yazarken bana şu satırları senin içinde kopan fırtınadan habersiz ben birşeyler katmaya çalışıyorum bu günümüz namelerine...
rüzgarda buralardaki gibi sert mi, yoksa güneş mi var senin diyarında,ellerinde tuttuğun ışık demetlerimi.... yoksa manasız bir fırtınada savrulup duruyor musun ?
belki de bir korkudur yaşadıklarımıza neden. belki geçmişte görülen bir hesabın faturasını ödüyoruz...
bu yüzden aynadaki biz yabancıyız eskisi gibi gülemediğimizden belki,belki yanılgılarımız,belki kaybetmeye korktuğumuz değerlere gerekenden fazla değer verdiğimizdendir kim bilir ?
ama şunu biliyorum bu bedende bir kalp taşıyorsak muhakkak içinde sevgi tohumları ekili bir bahçe vardır.
belki çiçekleri toplanmaya hazır, belki hala emek isteyen.
etrafına değil insan önce kendine bakmalı kendiyle yarışmalı ama empati yapmalı karar verirken.
sonuçlarına ....
ve sen belirsizlikler içinden senden yakınlara veya uzaklara baktığında ne görüyorsun?