Evvel zaman içinde diye başlayan bir masalsın artık dilimde... başlayıp başlayıp bitirdiğim, bitirdikçe tekrar tekrar başladığım sahte bir masaldal ibaretsin dudaklarımda...
Mutlu biten masallar kadar temiz içimde bana hediye bıraktığın hatıralar. her ne kadar esas kızı ben olmasamda bu masalın kendimi koydum gözlerindeki adını bile bilmediğim gölgenin yerine...
Ben sana baktım sen gözlerine kapattığın perdedeki o muamma resme! Bir türlü aralayamadım gözlerinin perdesini, bana bakıp beni görmeyişini bile bile bir masala inandırdım kendimi! kendim yazıp kendim oynadığım bir masalda olsa bu!
Bana ona bakar gibi baktın, bana ona dokunur gibi dokundun, beni onu sever gibi sevdin... sen her fırsatta bende ondan bir iz aradın. Ve bulamadığını anladığın gün yalanlarlada olsa kurduğum bu masaldan çıkıp gittin! gittin ve bir dahada hiç gelmedin...
Sana bi saniye bile bakabilmek için beni onun yerine koymana müsade edebilirdim hatta bana onun adıyla hitab etmene bile sesimi çıkarmaya bilirdim. Senin beni onu sevdiğin gibi sevdiğini bilmekle bile yetine bilirdim. Ama seni, onun seni sevdiği gibi sevmez sevemezdim. Sana acı veremezdim, seni mutsuz görmeye katlanamazdım, seni bırakıp gidemezdim... evet seni sana acı bile veremeyecek kadar çok sevdim
Şimdi şimdi anlıyorum neden o gözlerindeki perdede onun resmini sakladığını. Sen ona değil onun sana bıraktığı acıya tutkunsun... çünkü bende senin bana verdiğin acıya tutkunum... seni, sana acı veremeyecek kadar sevdiğim için üzgünüm!
Evvel zaman içinde diye başlayan bir masalsın artık dilimde... ] ]