... Ve sessiz aksam ustleri bana yuregimi hirpalatir. Ustelik olu bir hava cokmus sehre. Kopekleri ve cocuklari olmayan kucuk bir dag koyunden de durgun bir sehir aksamindan odama yanlizliklar akiyor.
Kalkip pencereyi actim. Aksamin serinligi yuzumu ve ciplak kollarimi oksadi. Asagida; rengi, koyu griye donmus mavi cop bidonlarindan baska hicbir sey gormuyorum sanki. Bir sure sonra anlamsizca bakinmayi kestim, pencereyi kapadim sehre gelen karanliga.
Neden bu kadar cok benziyoruz saatlere? Metal bir parcanin tik-taklari gibi mekanik ve sonsuz bir cabayla deviniyoruz dusuncelerimizde. Ve tipki saatler gibi bosa vurdugumuz ne cok zamanimiz var! Bir gunu, seksen alti bin dort yuz parcaya ayiririz da bundan ne saatlerin nede cogumuzun haberi olur. Zamani tanimak icin bu gunku gibi sessizligin pencesinde mi olmak gerekiyor?
Kalktim; .... yeniden pencereye yanastim. Bu kez acmadim, sadece perde arkasindan bakinmaya basladim. Yanimda biri olsa canimin ne cok SIKILDIGINI soyleyecektim. Gozlerim, karsi sokagin sonundaki otobus duraginda beklesen gri karartilara ilisti. Dondum, yari karanlik odanin orta yerinde bi kac kez gezindim. Sonra aklima yeni gelmis gibi isiklari yaktim. Yatagima uzandim...
... bir sure hareketsiz kaldim.
Neden bu kadar cok benziyoruz saatlere? Ve biz sadece yanlizken bu denli yakiniz zamana.
... Ve sonra sana mektup yazmak geldi aklima, evet boyle bir baslangic yapmak istedim, kafamdakileri edebi bir dille, yuregine sevdalandigim ama ayri dustugum senle karsilikli olmasada paylasmak istedim. Seni sensiz yasamaya alisamayan ben, sana hic okuyamayacagin mektuplari yazmaya devam ediyorum...
Belki uyuyorsundur... Belki ruya goruyorsundur... Belki kuytuda bir cicegin durmasi gibidir durusun... Belki uykuda bir bebegin uyuyusu gibidir uyuyusun... Belkide sere serpe yatiyorsundur kaygisiz... tasasiz...
Sen uyuya dur, ruya gor, ben cikip gezecegim. Bu gezmeyle icimdeki yolu katedecegim. Ama her ne kadar uzaga gitsemde yine gelip kendime yetisecegim.
Sonra usumus bir halde gelip hic soyunmadan yuzukoyun yatagima uzanacagim...