esmer güzden
hüznü ödünç alan yağmur
iri damlalar halinde
düşer her bayram günü eşiğime
asılır gözümün retinasına
yosun tutan mazinin silik hayali…
bilmiyorum şimdi
hangi güvercinler su taşır sebilden
toprak kaçan genzine
hangi üzgün servi
gölge olur solgun güle...
……
özlem ateşinin yangını düşer
her bayram günü yüreğime
içimin kuytularını üşütür
yokluğunun zemherisi
dikkat et!
üşütmesin akşam serinliği
o narin bedenini!...
……
ellerin düşer her bayram günü eşiğime
uzanıp öpmek isterim öpemem
ezilir sözcükler dilimde
anılar sürüklenir
belleğin karanlık dehlizine…
içimi kanatır yalım hançeriyle keder
zaman
umutsuz bekleyişlere terk eder…
şimdi
melekler kadar masum
bebekler kadar saf yüreğinle sen uyurken
sesinin tozu kulağıma değiyor sanki:
“uyurken gülümsetir bebekleri melekler” diye…
gök/yüzü ağlarken toprak gülümser mi anne…