yatıyorsun
üstü açık düşlerinde,
çırılçıplaksın,
üşüyorsun…
hoyrat bir rüzgar asileşmiş iyice,
kırıp kapıları geliyor,
yatağına giriyor,
şehvet iniltileri tınlıyor sessizliğe,
üfleyerek ısıtıyor nefesi;
canlanıyorsun…
öyle görünüyorsun,
yeni bir aşka yelken açarken…
düşlerin girdabında ihtiraslar ne kadar güçlü olsa da,
asi rüzgar
şehvet arenasında
kaldırdığı kırmızı renkli muletaya
dolamak için boğanın kızgınlığını,
fırtınalardan güç alamadığında,
durulacak,
dünya durdukça…
oturacak martıların kanatlarına…
hoyratlaşamayacak asla…
kızacaksın, biliyorum,
yüreğindeki yaranın cerahatine gömmek
ve orada boğmak isteyeceksin ruhunu,
güç ihtiraslarındayken,
martı kanatlarından taşıyarak…
ruhsuz bir beden ve hoyrat bir rüzgar gibi asi olan ruh;
ya da,
şehvete boğulmuş beden ve cerahat gölediyle boğulacak dingin ruh…
müthiş bir paranoya psikozu…
paranoyak olan…
bazen beden…
bazen ruh…
kazanan gülecek…
kaybeden boğulacak…
kaybedenin boğulması kazananı da yok edecek…
ya da kazanan kaybedeni kurtaracak kendisi için…
.
bu gece ortalık ısınacak;
sokak çocuklarının
ve bedenleri sokaklarda yatan her şeyin
hoyrat rüzgarları onları bulduğunda
yüzleri gülecek onların da;
henüz düşleri sürerken,
hepsi gülmeyi hakedecek…
.