gümüş ve akasyadan
tebessüm bırakır sabahıma
göğsümde çimen yarenliği
/ en güzel
annesi söylermiş adını /
ses olurum yoluna
...............................
vakit gelir
o toplar dudağını saçlarını
yağmuru kollayan gözlerime
haziran bırakıp gider
geçerken uykumuz toroslardan
al birazını devinmeyen nefesten
götür kuşlara ver
mahzendeki şarap sabrıdır
bilincimizde şahlanan zaman
durur hasrette
sonra… salınır
gölgeme dayanan onca bahar
sevdaya iliştiğimiz kadar gül
yaprağı bulaşır tene
şimdi kalk sen bu yanmışlığın hepsini
hayata ver
bazen garip bir şekilde
kalbimize sığınabilir dünya
gözyaşı kadim dostumuzsa da
kahkahamızda çınlar misketler
kuyular açar önümüze
neşe eskitiriz biraz
itinayla geçer güvercinlerin sofrasından
unutmadığından rüzgârı paylaştığını
şimdi ben sevmem mi
örümceği esirgeyen yanını
lâle kuşanan memleketinde
tambur taksimi dinlerken
ömrüme dalan gözlerini
özlerim tabii
Esra Güzelipek