Hasırdandı şapkan
güneşe inat takardın.
Boyunu aşmış başakların arasından
bir Don Kişot gibi bakardın.
Tenin mi daha esmerdi yoksa buğdaylar mı?
Alnından toprağa damlayan her bir ter damlası
gizlice kök salardı
-----inatla
-----sabırla
------hınçla.
Orak zevkten kıvranırdı nasırlı ellerinde
kıskanırdım onu.
Geçici bir işçiydin römork kasalarında
Kalıcı izler bırakarak hasat ederdin
önce tarlaları
sonra yüreğimi.
Toprak testiye değerdi kavruk dudakların
kıskanırdım onu
ve bir kelepçe gibi asılı kalırdı
sana soramadığım bir sürü soru.
Kimbilir kimler giydi üzerindekileri senden önce
yaka düğmeleri kopuk
koltukaltları dikiş atmış gömlekler.......
Bir bostan tarlasına yakışıyor muydu
bu boy bu endam?
Mevsimlik bir işçiydin römork kasalarında
Her akşam terini ekmeğine katık ettiğin yer sofrana
çatal kuyruklu gölgesi düşerdi başka bir ağanın.
Bilirdim
hiçbir rüyanda yerim yoktu
gönlünde olmadığı gibi.
Kara lastiktendi ayakkabıların
ve bir kene gibi yapışmışlardı ayaklarına.
Ne vakit bu yana dönsen,buz keserdim.
Adana buz keserdi
pamuklar kararır
bostanlar ezilirdi.
Mevsimlik bir işçiydin römork kasalarında.
Her akşam kuytu bir yalnızlığa göçerdin
Ardında nefti bir acıyla bezeli
kanaviçe doldurmaz bakışlarla....
] ]