Ne Denir

Bazen beynim açlık çekiyor. Aslında bu tamamen küstahlıktan.

yazı resim

Bazen beynim açlık çekiyor. Aslında bu tamamen küstahlıktan.

Uzun bir zaman , çok okudum , çok yazdım, çok konuştum, tartıştım, çok çözümledim. Çevremdeki herkes böyleydi çünkü. Öğrenmeye müthiş bir açlık vardı, büyük bir merak.

Yıllarca ve yıllarda , bunu kendi kapalı küçük topluluğumuzda o kadar çok yaptık ki, dış dünya ile bağımız koptu. Sonra yavaş yavaş insan içine karıştık. Baktık çok hızlı gitmişiz. Daha hiçbir yaşıtımız klasik müziği anlamaya bile çalışmamış, çoğu okuduklarımızın yarısını bile okumamış, akılları başka çalışıyor, başka şeyler konuşuyorlar. Sonra yine kabuğumuza çekildik. Ama küstahlaştık. Kibir geldi. Başkalarına anlatmak anlamsızdı, birbirimize anlatmak zaten gereksiz. Tek laftan bir sürü noktayı çözebilecek kadar yakındık ya birbirimize, konuşmak bile gereksizdi. Bu küstahlıkla yıllar geçti. Ve çalışmayan beyin, düşünmeye üşendi. Şimdi herşeyin gerisinde kalmış gibiyiz. Dışarıya açılmak istiyoruz ama hala arada koca bir uçurum var. Kimisiyle eskisine benzer uçurumlar, kimisi ile de onun katettiği yolun daha yarısında bile olmayışımızdan kaynaklanan uçurumlar. Beynim aç, Fikirlerim aç. Nitelikli sohbetleri özlüyoruz, olmuyor. Kelimeler bile başka bir dünyaya aitmiş gibi artık. Öyle uzak ve yabancı geliyor.

Artık ne küstahız ne acemi. iyice yabancı olmuşuz. Nasıl bir noktaya varacak bu bilmiyorum. Şimdilik sadece konuşmaya çalışıyoruz hep beraber. Anlasa da karşıdaki kendimizi anlatmak üzere zorluyoruz. Bu arada fonda çalan Antonin Dvorak a dalıp gitmemeye çalışarak.

Başa Dön