Sancıtan ardsızlığı arsız yüzümün
Kaygısızlığında tıraşlanmış varlık
Ardı ardına göçebe sözcükler dizdirendir.
Bütün serüvenler zamana oynadı
İlk mevsiminde fazlasıyla kusma telaşında toprak
Ve Nehir'leri pervasızca akar. Ya!
Enlemleri her varlığına değerek geçti esintisi
Esti ve geçti, dimağından
N'sıltuhaf kan gölünde yüzen görkemli saraylar
Yanıbaşında coğrafyasına ihanet eden
Tanrı'nın çocukları n'sıltuhaf.
Gözden geçen herşeyi süpürüyor zaman
Şey, varlık kıvamında tek sözcük
Varlık cam masanın yeşil örtüsüne eziyet eden
Üç kitabı, bilinmeyen bir dilin
Kur'an Mus'af Avesta geçti üzerinden
Hepsinin üstünde fotoğraftaki, boş hücrelerde kayıp
Gözleri doğanın tekbiri yeşilinde
Aklında yenilmişliğin ateşten ağırlığı. Yakmakta.
İki konkav mercek zil taktırmış uyduruk uğultulara
Tanrısal tüm sesler cılız. İnsan korkak.
Hesabı sorulmuş hiçbir cinayet yoktur yeryüzünde
Sorulan her hesap cinayet n'sıltuhaf.