biz üçümüz her akşam üstü
kızgın güneşin yerini bıraktığı serinliklerde
el ele yürüyoruz bütün caddelerinde dünyanın
üçümüz dolaylı olarak
öpüyoruz birbirimizin ellerinden
dünyaya yüzaltmışsekiz gün kala
hiç bir yüzünü görmemiş daha dünyanın
nefesini içine çekmemiş dolaysız
sıcağı soğuğu
henüz bilmeden buğuyu
iç içe geçen zamanlarda kavuşuyoruz
biz evrenin bize ayrılan boyutunda yaşıyoruz
aramızdaki uzak yol uçurumuna rağmen
sevesim var seni kucağıma alıp
sana kızım "dünyanın resmini çiz" demeye hevesim var
ama takvim yaprakları azaldıkça
zaman uzuyor insafsızca
ve yollar uzadıkça dağ çiçeğim
öpüyoruz birbirimizin ellerinden
iç içe geçmiş zamanlara karışıyoruz