Biz çok yazıldık, çok çizildik, çok okunduk, çok bitirildik / kaçıncı baskımız bu sevgilim? / henüz koftilerimiz bile dururken tüm ayrılık sanat kitapçılarda biz bir sanattan eser öylece suskun okunlabilir miydik??

yazı resim

gözlerinin yakası
sırılsıklam bir denize düştüğünde
aşka kıyıları olur memleketimin

suya dair bir şişe
dışında ıslak lekeler
ve yüzümde kirli bir hudut
bir gülümseme kenarı
senin olduğun kum fırtınası
çıplak bir sahil
dolunayın dudakaları ağzımda
ve içiyorum sersefil
kum yakasında yere uzandıkça
olmadığın sesleri buluyorum serinde
kalbinin yelkovanıyla hemfikirim
her saat dimdiktir gökyüzü
seni seninle içiyorum
elimde bir kadeh
kırılgan iki göz
ve kırmızı bir tat
dolunayı bitirene dek
kumsalı sırılsıklam esiyorum
birgün dolunayın tarihinde
uzun bir yalnızlık giymiş
uzun kollarında
uzun soluğunu vurmuş
dudaklarını
kalbini
acılarını kıyıya dikmiş
bir deniz seferinde seni seyredeceğim
seni sevmenin mümkün olduğuna
seni sevmenin bende uyuyan bir yüz olduğuna bakacağım
sözlerim değerek rüzgarın biriyle
teninin dayanlımaz naifliğiyle ürpertecek beni
biz o ki
bir kanat sesinde savrulacağız
biraz arsamız olacak
deniz üstü
bizi biz yapan
bir sevdaya kurulacağız
bir gün sevmek vaktinde
bir deniz akşamın gövdesinde dans ederken
sersefil gözlerimden savrulacak kirpiklerin
ellerimle bıraktığım yeri anımsatacağım hayatı
kalbinin yelkovanıyla hemfikirim
dimdiktir başım
ve başımın saçları
yüzünde sert bir pencere tokadıyla
ruhuna giyrieceğim perdelerin senin
seni kendimle saklayacağım
kendi yalnızlığımdaki çulsuz
sevdayla büyütülen
olacaksın
gözlerinle doyacağım
buram buram gözlerinden seyredeceğim
sana baktıkça ben bir sahil kenarında
yaşadığım teninle
sırılsıklam acıkacağım
gel gitlerin olacak
kenti yerinden oynatan
kalbimin atışıyla dinlediğin
sonunda bir kıtayı diğerine ıslatan
bir yol olacağım
bir memlekette doğar gibi
benimseyeceğim içimde bıraktığın sıcak sevdayı..

Başa Dön