Günümüzde Türkiye'de ateist ve deistlerin büyük bir kısmı, sanılanın aksine, Batı felsefesi veya materyalist düşüncelerin etkisiyle değil, yanlış din algıları nedeniyle dinden uzaklaşmaktadır. Bu kişiler, geleneksel din anlayışını temsil eden kişi ve grupların davranışlarına bakarak İslamı reddetmektedir. Ancak, bu değerlendirme çoğu zaman yanlış temellere dayanmaktadır. Kur'andaki gerçek İslam, ne müşrikler tarafından tam anlamıyla anlaşılmakta ne de ateist ve deistler tarafından keşfedilmektedir. Bu durumun temelinde okuma alışkanlığının zayıf olması ve dinin gerçek kaynaklarına inilmemesi yatmaktadır.
Kur'an, dinin doğru anlaşılmasına engel olan müşrikleri sıkça eleştirir. Müşrikler, dini yozlaştıran, kendi çıkarlarına hizmet eden, kibirli ve ilkesiz tavırlarıyla insanların İslamdan uzaklaşmasına neden olmaktadır. Kur'anda müşriklere dair şu uyarı yer alır:
> "Onlardan bir kısmı ümmidir. Kitabı bilmezler; (bildikleri) bir sürü asılsız şeylerden başkası değildir ve yalnızca zannederler." (Bakara, 2/78)
Bu ayet, müşriklerin dinin temel öğretilerine yabancı olduklarını ve yalnızca zan üzerine hareket ettiklerini ifade eder. Günümüzde de benzer bir tablo görmek mümkündür. İnsanlar, müşriklerin yanlış uygulamalarını din zannederek dinden uzaklaşmaktadır. Ateist ve deistler, genellikle İslamı temsil ettiğini düşündükleri gelenekçi kanaat önderlerinin olumsuz tutumları nedeniyle İslamı araştırmaktan bile kaçınmaktadır.
Modern toplumda, müşriklerin İslam adına yaptıkları tahribat, ateist bilim insanları veya filozofların etkisinden çok daha derindir. Zira, bu kişiler İslamın özüne tamamen aykırı bir hayat tarzı ve düşünce sistemi sergilemektedir. Kurandaki İslam, müşriklerin ortaya koyduğu bu sahte anlayıştan çok farklıdır:
> "(Bundan) Sonra onların: 'Rabbimiz olan Allah'a and olsun ki, biz müşriklerden değildik' demelerinden başka bir fitneleri olmadı (kalmadı.)" (Enâm, 6/23)
Bu ayet, müşriklerin kıyamet günü kendi durumlarını inkâr etmeye çalışacaklarını ifade eder. Oysa dünya hayatında sergiledikleri tavırlar, hem kendilerini hem de başkalarını yanlış bir yola sürüklemiştir.
Ateist ve deistlerin büyük bir kısmı, İslamın kendisini değil, İslamı temsil ettiğini düşündükleri gelenekçi yapıların davranışlarını eleştirerek dinden uzaklaşmaktadır. Bu kişiler, Kur'anı araştırmadan, yalnızca gördükleri olumsuz örnekler üzerinden İslamı inkâr etmektedir. Ancak, İslamın gerçek mesajını öğrenmeleri durumunda çok farklı bir değerlendirme yapabilirler.
Kuran, bu konuda önemli bir ölçüt sunar:
> "Biz Kitabı sana her şeyi açıklayıcı, Müslümanlara bir hidayet, rahmet ve müjde olarak indirdik." (Nahl, 16/89)
Kur'anın sunduğu mesaj, insanlığa doğruyu, güzeli ve adaleti gösterir. Ancak, bu mesajı anlamak ve yaşamak için bireylerin geleneksel yanlışlardan sıyrılarak Kurana yönelmesi gerekmektedir.
Çözüm Önerileri
- Kur'ana Yönelmek: Hem müşriklerin hem de ateist ve deistlerin ortak yanılgısı, Kur'anın mesajını ihmal etmektir. Din anlayışını, doğrudan Kur'ana dayandırmak, bu sorunun çözümünde en önemli adımdır.
- Eğitim ve Bilinçlendirme: Toplumun dini konularda daha bilinçli olması için okuma alışkanlıklarının geliştirilmesi ve Kur'an merkezli bir eğitim anlayışının benimsenmesi gerekmektedir.
- Diyalog ve Anlayış: Ateist ve deistlerle açık ve yapıcı bir diyalog kurarak, İslamın gerçek mesajının doğru bir şekilde aktarılması sağlanabilir.
Modern Türkiyede ateizm ve deizmin yayılmasında gelenekçi müşrik anlayışların büyük bir payı vardır. Bu durum, hem müşriklerin hem de ateist ve deistlerin, Kurandaki İslamı bilmemelerinden kaynaklanmaktadır. Oysa, İslamın gerçek mesajını öğrenmek, yanlış din algılarını yıkmak ve dinden uzaklaşmayı engellemek mümkündür. Kur'ana dayalı bir anlayış geliştirmek, bu sorunların çözümünde kilit bir role sahiptir.
> "Allah, hidayete erdirmek istediği kimsenin kalbini İslama açar." (Enâm, 6/125)
Kuranın sunduğu mesaj, insanlığa gerçek bir rehberdir. Onu anlamak ve yaşamak için samimi bir çaba göstermek, hem bireysel hem de toplumsal huzurun anahtarıdır.
