Meçhule Yazılmış Mektuplar - 9

Bugün sisli ve soğuk bir Ankara sabahı, içimi ısıtan ve gözümü ışıtan hayalinle güne merhaba diyorum. Kimbilir, bugüne hayalinle değil de seninle başlamak nasıl olurdu. O da adresin gibi meçhul ve muhayyel…

yazı resim

Her dem hayaliyle , bir anlık tebessümüyle muhayyilemi süsleyen muhayyel periye…
Bugün sisli ve soğuk bir Ankara sabahı, içimi ısıtan ve gözümü ışıtan hayalinle güne merhaba diyorum. Kimbilir, bugüne hayalinle değil de seninle başlamak nasıl olurdu... O da adresin gibi meçhul ve muhayyel…

Fani ömrümde, saniye saniye , salise salise hayat menkıbesine tanıklık etmeyi istediğim hâlde; adresini dahi bilmemenin sancısını çekiyorum bu mektubu yazarken.

Belki de seninle aynı kentte yaşıyoruz. Vagonda yolculuk yapmışlığımız da vardır. Yaşadığımız Kentin caddesinin birkaçını birlikte arşınlamışızdır farkında olmadan. Aynı gün, aynı telaşla aynı otobüse binmişizdir.

Aynı hurufat ehliyle haşır neşir olmuşluğumuz vardır. Aynı potada eriyip, aynı kıbleye yönelmişizdir kim bilir…

Ayn,şın ve kafla ünsiyet kurabilme bahtlılığına erişemsek dahi, onlara dair iklimlerin kıyısında hoş demlerimiz geçmiş olabilir…

Aynı ateşte dem almış acı çayı yudumlarken, fani hayattan kâm almış olmak ayrıcalığına da mazhar olmuş olabiliriz.

Şimdiyse sen, adresi bilinmeyen meçhul ve muhayyel iklimlerdesin. Sevda zarfımın içinde mazrufumsun. Hasretin yalnız gözümde gönlümde değil, tüm hücrelerimde tütüyor…

Ben aynı minval üzere meçhul ve muhayyel adrese şiirler, mektuplar yazıyorum. Mazrufum belli, zarfımın üstüne adres yazacak takatim yok… “Ateşi suzan-ı firkat yaktı cism ü canımı/ Aldırdım elimden cananımı.” Selâm içre selâmlarımla suzi dilâram. İzninle hep seni soluyorum…
Ankara,21.02.2010 İ.K

Yorumlar

Başa Dön