Elif endamıyla hayallerimi süslemeye devam eden muhayyel periye…
Evvela selâm. Ardınca, hurufat ehlinin; saf saf sana tazim eylemek için, birbiriyle yarıştığı kelâm…
Sen hep böyle elif endamınla muhayyilemi süslerken, ben gümüş kanatlı atlar misali gönlümle muhayyel ülkene sefer eylemeye devam ederim…
Çerilerim, hurufat ehli. Zaman zaman çöl geçerim, zaman zaman dağlar aşarım. Bazen de yedi derya içinde inci misali izini ararım. Zamanı kâh arşınlarım, kâh kulaçlarım.
Sebebi-i seferimi anlayamasa da hurufat ehli, henüz isyan ve fitne yayılmadı aralarında. Şimdilik emrime mutiler…
Yalnız, bir keresinde ayn ,şın ve kaf “bu seferin sebebi ve adı ne ola” dediler. Ben de “aşk seferi” deyince sükût ettiler.
Ey muhayyel iklimlerimin muhayyel perisi ! Bu mektubum kısa olacak. Çünkü, kalemim aşk sözcüğünü yazarken sendeledi. Ve dahi , senin adın geçince; kelam bütün kudretini yitirdi, nâçar sükûta büründü. İzninle gönlümün derunundan selam
diye ayrılıyorum huzurundan…
Ankara,17.02.2010 İ.K