MAZİ İÇİMDE YARADIR...
Uzun yıllar önceydi.Hikayemizin kahramanları, İzmir/Karşıyaka'da yaşardı,1.caddede. Rumlardan kalma eski bir İzmir eviydi yaşadıkları yer. Şimdilerde yerinde bir beton yığını dikilen...Bu evde yaşayan çift 25 yaşlarındaydı. Genç kadın, 1.80 boyunda, sarışın, yeşil gözlü, 90-60-90 ölçülerinde, Ege Üniversitesi 2. sınıftan ayrılmış, gece hayatına düşkünlüğü yüzünden okulu bırakmış, bir görenin dönüp bir daha baktığı, arada bir İzmir'de podyuma çıkan, mankenlik yapan, gece hayatının vazgeçilmezi, İzmir sosyetesinden genç erkeklerin etrafında pervane olduğu muhteşem güzellikte biri.
Genç erkek ise, 25 yaşında, İzmir'de yedek subaylığını yapan 1.85 boyunda, kumral, bir menekşe serasından çıkmış gibi renkli ve hüzünlü gözlü, çok sevimli, atletik yapılı, çok yakışıklı, kültürlü, görmüş geçirmiş, görenlerin gözlerinden büyülendiği ve gözlerinin derinliklerinde bir şeyler ararmış gibi baktığı, hemcinslerinin kıskandığı ve genç kızların etrafında pervane olduğu biri.
Anlattığımız hikayenin kahramanları birlikte Kordon'da, Alsancak'ta, Karşıyaka'da, Fuar'da veya herhangi bir yerde gezmeye, dolaşmaya çıktıklarında herkes dönüp dönüp onlara bakardı. Bazıları," Allah nazardan saklasın!" derken, bazıları da, "Ah ah, ne çok da birbirlerine yakışmışlar!" derlerdi.
Bir yere oturduklarında imza isteyenler, artist misiniz diye soranlar, genç kız mankenlik yaptığı için podyumdan tanıyanlar hep bu genç çifte bir şeyler sorarlardı. Bu sorulardan sıkılan genç çift de kalkıp giderdi. Ancak gittikleri yerde de rahat bırakmazlardı. Sanki İzmir'e film seti kurulmuş, bu genç çift oyuncu, halk da seyirci...
Genç erkeğin terhisine çok az bir zaman kalmıştı. Terhis olduğunda, yani yedek subaylığı bittiğinde hemen evlenecekler ve asker öncesi, bir başka büyük ilimizde müdürlüğünü yaptığı firmanın İzmir müdürlüğüne atanacaktı, bürosu bile hazırdı.
Genç adamın terhisine 15 gün kalmıştı. O gece bölüğün nöbetçi subayıydı. Ancak sabaha doğru rahatsızlandı, nöbetçi amirden izin alıp evine dönmek için arabasına bindi. Yolda nöbetçi eczane arandı. Konak'taki nöbetçi eczaneden bir ağrı kesici alıp, tekrar yola koyuldu.
Karşıyaka'ya geldiğinde yollarda kimsecikler yoktu. Sabahın çok erken saatiydi. Aracını park etti, anahtarıyla eski Rum evinin kapısını açtı. Yatak odasına yöneldiğinde gördüğü manzara karşısında kanı dondu. Evleneceği genç kızın sarışın saçları bir gencin yüzünü örtmekteydi, ikisi kendi yatağında çırılçıplak yatmaktaydı.
Genç adam usulca kapıyı çekip dışarı çıktı. Evi, arabayı, eşyalarını, askerliğini her şeyi unuttu. Gözlerinden sicim gibi yaşlar akmaktaydı. Kendine geldiğinde ise Konak İskelesinde olduğunu fark etti.
Bir kaç telefon görüşmesi yaptı bu sabahın erken saatinde. Komutanları kendisine 15 gün rapor aldılar. Her şeyini, arabasını bile İzmir'de bıraktı ve "Elveda İzmir" dedi...
Aradan yıllar geçti, uzun yıllar...Genç kadın şu anda Türkiye'nin çok ünlü bir mankeni, İstanbul'da yaşıyor, dizi film yıldızı, her gece bir tv programında gözüküyor ve hiç evlenmedi.
Genç erkek ne mi oldu?
O da benim işte...
ERDEN ERKİN...
MAZİ İÇİMDE YARADIR...