Lâl Çiçeği

yazı resim

Düşünle açıyorum rakımı,
sessizliğini koyuyorum masama
şerefe
babasının lâl çiçeği
şerefe
susturulmuş kadınlığım
şerefine!

Şiirin dibine vursak bir de usta
bir adam geçti harflerimden
ölü cümlelerim gibi renksiz

şehrin parmak uçlarında sızım var
kaldırımlarımda tabanlarımın kopuk yarası
dişlerini geçirme omzuma
taşıyamam

ertelediğim yarınlar için hazırda bekletiyorum
köşebaşlarında sancılarımı
gönüllü bağışladım karanlığın çocuklarına gülüşlerimi
gözlerimden boşalan zamansız sağanakları
acemiliğinden say yüreğimin
kalabalığına alma yoksul yalnızlığımı
unut sevdiğim
memleketimin sol dehlizinden kopan ağıtları
kavgaya tutuşan mevsimlerin yüzlerine gömülü gençliğimi
unut!

Bırak,
toplama
dünden ne kaldıysa
halkı aşkın isyanına teşvik etmekten tutuklanacağım birazdan
hüzünbaz kış akşamında
bileklerime takılacak adın
adımlarıma dolanacak çoktan susmuş sevişmeler
kendi cinayetimin zanlısıyım
mahkûmum ulan yeniden dirilene kadar!

Köprülerini yıkıyorum vedaların,
kirpiklerimi eğiyor acı
sorgusuz fişlendiğim siyahların önünde
tünel kazıyorum uslu bir öpüşe kaçmak dileğim
bilmediğim dillerde kaybolmak
dağların eteklerinde kundaklamak güneşi
sonra da ölmek
ana avrat söven şairlerin
dizelerinde

durdur,
içimdeki ayaklanmayı
izlerinin dikişleri patlıyor her çığlığımda
kurşuna diziyorum kırık sevdamı
canımdan aldığın(ız) ne varsa
helal ettim

dizlerinin
üstüne
çök
*kördüğüm çember, dört duvar, canevinde bıkar can uçar
bakireydi bu intihar!

*Aysel Gürel'e sevgimle...
ocak08

Başa Dön