KUTSAL AZİZE ÇORAPLAR
Pembe çorabımı giyerken cırttt diye yırtıldı, çok ısrarla çektim kavradım onu, üzüldüm tabi, cehennemden bir güzel insanı kurtarmak ister gibi, zorladım. Çorap atılacak hale geldi diye düşündüm, atarım artık bunu, öteki de harap halde, baş parmaklar dışarı çıkıyor, çorabın yönünü değiştirirsem yırtık üste gelebilir ya da dikerim, bugün kırmızı şapkamı diktim, ta İspanyadan hediye geldi. Ve düşündüm, bu çorabı asla atmayacağım, ben onu çok kutsal amaçlarla zor satın aldım, pazardan çorap satın almak kolay iş değildir, ben o çorapları kendime almamıştım, hediye edecektim birine, şimdi yüzyılın alevlerin arasından sağ çıkmış gibi perişanlar, artık çorap isyan edene kadar; bırak yakamı, hayatım bitti, bırak rahat biçimde ruhumu teslim edeyim dese bile o çorapları atmayacağımçorap intihar edip dünyadan ayrılmak isteyebilir; izin vermeyeceğim, kedim öldü, bahçeye gömdük, bu çorap öldüğünde bahçeye gömeceğim, şayet ülkede yaşayanlar benim gibi eşyalarına değer verse, inanın büyük bir ekonomik atılım yaparız. İnsanlar çöpe sağlam eşyalar atmaktalar. Çorabı bahçeye gömdüğümü görürse annem kesin delirdiğimi düşünecektir; oysa ben çok ciddiyim! Şaka yapmadım size!
Ve şu benim ayaklarımbilenler bilirHz Meryemin ayaklarındaki ışıltıdan bir tüy olsun ki onlardaolsun kibilen bilirbeni ne kast ettiğimiey beyaz güvercin! Ey ikiz nur! Ey kutsal siyah at!
İsa Kantarcı