Küresel Köyün Kör Kuyusu Sosyal Medya; Bireyselliğin Zirvesi

Sosyal Medya giderek bir günah çıkarma kafesine, taş atmaya heveslilerin hücum ettiği kör bir kuyuya dönüşmekte Kalıp cümlelerle kişiselliğinde tekdüzeliğini yaşanan kısırlıkta üstelik Gün geçmiyor ki ezber bozan bir görüş retweet edilerek dünyayı dolaşmasın

yazı resim

1960lı yıllarda McLuhan tarafından ortaya atılan Küresel Köy kavramı, kitle iletişim araçlarının kullanımı yaygınlaştıkça insanlar arası etkileşimin artacağını ve böylece dünyanın küresel bir köye dönüşeceğini ileri sürer. McLuhana göre Araç Mesajdır, iletilmek istenen mesaj yazılı metinde, sahne oyununda, sinema filminde, televizyon dizisinde farklı anlamlar kazanabilir. Matbaanın keşfi ile sözel kültürden yazılı kültüre geçiş bireylerin toplumdan kopmasına yol açarken, yeni medya olanaklarının gelişmesiyle yeniden bir sözel gelenek oluşmaktadır. Bu süreç gizliliği de ortadan kaldırarak iletişimin kültür farklılıklarını aşmasına yardımcı olacaktır.
Geleneksel medyanın kökeni Antik Romaya ulaşsa bile, modern anlamda ilk gazeteler 1600lu yıllarda yayımlanmıştır. Protestan ahlakın yükseldiği, kapitalizmin palazlanmaya başladığı bu dönemde gazeteler kamuoyunun gelişmelerden haberdar olmasının yanı sıra, şekillenmesi amacıyla da kullanılmıştır ve asıl olan budur. Tıpkı kadim medeniyetlerdeki tarih yazıcıları gibi ilk gazetecilerden itibaren asıl işlev olanı biteni bir süzgeçten geçirerek kalabalıkların düşüncelerini istenilen amaçlara yöneltebilmektir. Temsili demokrasinin gelişimiyle basın, sistemin bir ayağını oluşturarak karar mekanizmasını etkilemek isteyen seçkinlerin kalesi haline dönüşmüştür. Hem sistemin bekçiliğini yaparken, hem de sistem içi mobiliteleri belirleyebilen birer propaganda üretme merkezleri Kuşkusuz sadece ideolojik değildir yöneltme süreçleri, mal ve hizmet tanıtımı yapılarak ticaretin ivme kazanması da beklenmektedir. Sonuçta bu medyada üretilen mesajlarda birer meta haline dönüşmüşlerdir. Teknik gelişmeler, radyo ve televizyonun medya aracı haline gelmesiyle yeni ve etkileyici araçlar geleneksel medyanın bünyesine katılmıştır. Söylem bazında açık toplumdan, demokrasi ve özgürlükten, eşitlikten bahsedilse de, geleneksel medya kendi içinde hiyerarşik yapılanmasıyla, açık ya da gizli devlet kontrolüyle, kişisel çıkarlara hizmet etmesiyle faşizan bir niteliğe bürünmüştür.
İnternet devrimi ile bu hiyerarşik yapının kırılmaya yüz tutacağı öngörülmektedir. Belli bir merkezden yoksun iletişim noktaları, kendi içlerinde sonsuz varyasyonlarla bir örümcek ağının karmaşıklığı ve kesintisizliğinde mesaj aktarımı yapabileceklerdir. Yeni özgür medya alanları etkileşime açık arayüzleri sayesinde tüm kullanıcılarını içine çekecek, çeşitliliği ve fikir özgürlüğünü en kutsal hale getirecektir. Sosyal medyanın doğuşu kutlanmaktadır. Geleneksel medya (Gazete, radyo, TV) çoğu zaman tek yönlü mesaj iletmeye meyilliyken, sosyal medyanın çift yönlü iletişime imkân tanıdığı varsayılır. Üstelik savunucularına göre sosyal medyada mesaj üretmek hem ucuz hem de özel eğitim gerektirmeyen bir hobi niteliğindedir. Böylelikle daha geniş kitlelerin katılımını sağlar, daha demokratik bir ortam yaratır ve etkileşimi hızlandırır. Temsili demokrasinin tıkandığı, tıpkı Atina demokrasisindeki gibi küresel köyde de doğrudan demokrasinin yeşereceği tezleri ortaya atılır.
Yaşanan gelişmeler sosyal medyanın bu parlak ideallere hizmet etmediğini göstermektedir. Eşeyler arası kur yapma seanslarına imkan tanıması, sporun ve seksin egemen olduğu, ticari metaların pazarlanmasında rahat ve kullanışlı bir araç haline gelmesi, açıksözlü bitirimlerin ahkam kesmesine olanak tanıması nedeniyle popülerleşen sosyal medya giderek yozlaşmıştır. Yeni medya olarak tanımlanan mecralarda, özellikle Sosyal Medyada, öngörülen komünal iletişimin gelişmediği aşikârdır. Bu alanlarda yer bulan kişiler bireysel arzularını, dünyaya bakış açılarını, savundukları dolaylı görüşleri dünyaya haykırmakta, bir tepki aldıklarında bu tepkiyi bertaraf etmeye yönelik saldırılarda bulunmaktadırlar. Bu denli yoğun monologlarla bireyler bireyselliğin zirvesini yaşamakta giderek sanal bir dünyada toplumdan kopuk yaşamaktadırlar.
Sosyal Medya giderek bir günah çıkarma kafesine, taş atmaya heveslilerin hücum ettiği kör bir kuyuya dönüşmekte Kalıp cümlelerle kişiselliğinde tekdüzeliğini yaşanan kısırlıkta üstelik Gün geçmiyor ki ezber bozan bir görüş retweet edilerek dünyayı dolaşmasın

Başa Dön