Kör Karanlıklar İçinde Terennüm

Biliyordum içimdeki sıkıntıyı. İsyanın verdiği ezikliği parça parça hissediyordum yüreğimde. Biliyordum kalbimin neden neşesiz olduğunu ve bedenimin küskünlüğünü. Penceremdeki sarmaşıklara güveniyordum. Mavi mor şapka gibi açmış sarmaşıklara. Ve ruhumu çepeçevre saran yalnızlıklara. Yalnızlıklara inanıyordum. Beni bir an huzura erdiren seraplara.

yazı resimYZ

Biliyordum içimdeki sıkıntıyı. İsyanın verdiği ezikliği parça parça hissediyordum yüreğimde. Biliyordum kalbimin neden neşesiz olduğunu ve bedenimin küskünlüğünü. Penceremdeki sarmaşıklara güveniyordum. Mavi mor şapka gibi açmış sarmaşıklara. Ve ruhumu çepeçevre saran yalnızlıklara. Yalnızlıklara inanıyordum. Beni bir an huzura erdiren seraplara.

Gece doğan güneşe kırgınım, yüreğime de ışık saçmadığı için. Yalnızlıklara ise öteden beri küsüm, gelip koynuma usulca sokulmadıkları için.
Uluyan kurtlara merak salıyorum. Onları bir an olsun yanımda görmek, sonra içimden geldiğince sıkmak ve öpmek, içimde uyuyanı uyandırdıkları için. Belli belirsiz Öten baykuş ne de sevimli geliyor bana, bir de yönünü bulamadan duvardan duvara çarpan kör yarasalar...

Yürüyorum...

Her iki yanımda başı göğe değen kavaklar. Rüzgârın esintilerine kendini bırakan varaklar. Kendini kör bir boşluğa bırakıp oradan oraya savrulan dingin varaklar. Zümrüdüanka kuşu beliriyor gözlerimin önünde, kucaklamaya kalkışınca kaybolan. Ağlıyorum bir iki damla gözyaşıyla ardından.

Karanlık benim için mi, oysa güpegündüz etraf. Her şeyi görebiliyorum, aydınlık karanlıklarda.

Korkmuyorum...

Güçlü ve emin adımlarla ilerliyorum. Uyuyan canlıların sessiz ve boş uykularını bölmek için yürüyorum. Çekirgelerin sesi çınlıyor kulaklarımda. Bir an başımı tutuyorum, kulaklarımı kapatıyorum. Başımı ağrıtıyor bu öldüren sessizliğin ortasındaki vıraklamalar ve çınlamalar. Yerden elime geçen bir iki çakılı önceleri mavi, şimdi kapkara olan göle atıyorum farkında olmadan. Sesler kesiliyor, rahatlıyorum, ama çınlamalar hâlâ beynimi kurcalıyor.

Sıkılıyorum...
İçimdeki sıkıntıyı biliyorum. İsyanın verdiği ağır yükü taşıyorum.

Şimdi ise korkmuyorum!

Şu kör karanlıkların birinde gözlerimi kapatmaktan ve bir daha açamamaktan. Sanki ben yavaş yavaş tükeniyorum. İçimdeki âsi çocuk zamanla çürütmeleri için emir veriyor bedenimin saklı köşelerindeki kurtlara.
Ben hâlâ uyuyorum; bedenimse gizlice ağlıyor

Başa Dön