-I-
A: Kaç gün olduğunu hatırlıyor musun?
B: Aslını istersen hayır. Biliyorduysam da unutmuş olmalıyım o kadar uykusuzum ki...
A: Neden bu kadar haraboluyorsun anlamıyorum
B: Beni tahlil etmekten usanmayacak mısın?
A: Pek zannetmem. Kendi kaygılarımdan uzaklaştırıyorsun beni. Düşünmemeye çok ihtiyacım var. Seninle ilgilendikten sonra aklımdan geçenleri ve durumunun vehametini unutması kolay oluyor.
B: Ne yani bir meşguliyet miyim sadece. Gazete oku madem! Benim enerjimi çalma ve kullanma beni kendinden kaçışlarında...
A: Seninki de laf şimdi. Hiç gazete okuduğumu gördün mü?
B: Evet, en azından bir dönem...
A: Neden olduğunu hatırlamıyorum ama önemli birşeyler mi oluyordu acaba?
B: Eh, önemli sayılırdı da senin için değil sanırım. 3.sayfa haberleriydi diyelim kısaca. Seni ne kadar güldürdüklerini hatırlıyor musun? Bana da yaptığın bu aslında.
A: Saçmalıyorsun.
B: Kabullenemiyorsun ki, senin böyle davranmanı kabullenip sindirmek benim için daha zor. Farkında değilsin kendinin ve gerçekten farkında olmak istemiyorsun.
A: Bak bunu iyi söyledin işte farkımda olmak istemiyorum, aklımı yitirmek istemiyorum çünkü. Olanları unutmayı başardım onlardan ancak bu şekilde kurtulabildim ben
B: Ama neyi unuttuğunu unutmamış gibi görünüyorsun, nasıl olacak bu?
A: Beni zorlama ve işine bak. Beni tahlil etmekten vazgeç!
B: Nasıl oluyormuş?
A: Ne?
B: Konu başlığı olmak, masaya yatırılıp incelenmek, cevap vermek zorunda bırakılmak, kısıtlanmak, tanımlamalara büründürülmek... İstersen yada anlamadıysan daha da uzatabilirim
A: Anlaşılabilir birşey bu galiba.
B: İyi...
(istenirse belki) Devam Edecek
Ağustos 2003
Sevil Pınar