Snagov Manastırına hoş geldiniz gençler
Hani o filmlerde, dizilerde izlediğiniz, kitaplarını çizgi romanlarını okuduğunuz Voyvoda Drakula var ya, heh işte onun ete kemiğe bürünmüş hali olmasa da hayaleti işte şu anda, tam olarak karşınızda duruyor tüm azameti, tüm melaneti ile hem de.
Kimsesizler Mezarlığının salak hayaleti kendince bir plan dahilinde onu lanetinden azat etti ve bir belayı daha dünyaya musallat etti.
Hem de ne bela
Drakula da kendince bir plan dahilinde hayalete yardım etmeyi kabul etti. Peki şimdi? Hayalet gülümsüyordu, bir sigara yaktı ve bir tane de Vlad a uzattı. Vlad sigarayı inceledi, bir tuhaf bulsa da aldı ve yaktı o da.
Şimdi ne olacak? dedi. Sigarayı sevmişti. Dumanını üfler üflemez bir nefes daha çekti ama çekti de çekti, çekti de çekti.
Düşmanlarım, kimsesizler mezarlığının firari hayaletleri dedi metruk. İşlerinin yine de zor olduğunu düşünüyordu. Onlarcası, yüzlercesi belki etrafa yayılmış kim bilir neler yapıyordu.
Onları bir araya toplamalı ve hepsini geri mezarlarına sokmalıyız, ya da yok etmeliyiz ki benim fikrim yapmamız gereken bu. Onları yok etmek. Kan emici olduğun kadar ruh emici de olduğuna göre, bunu bana öğretebilirsin. Ben de sana akıncının, yani katilinin yerini söylerim dedi
Vlad kılıcını kınına soktu, bir duman daha çekti ama ne çekmek? Üçüncü nefeste sigarayı bitirmişti bile.
Bir tane daha ver bakalım genç dedi bıyığıyla oynayıp sırıtarak, gülüşünde cinsi sapık bir görüntü vardı.
Sana bir iyi, bir de kötü haberim var dedi.
Kötü haber
Hayalet bundan çok rahatsız oldu bir anda. Kötü haber falan almak istemiyordu. Kötü haberlere sebep olmak da istemiyordu. Kimsesizler mezarlığının hayaletleri gittiğinden beri şehir hatta ülke kötü haber kaynıyordu zaten. Ölenler, felç geçirenler, ortadan kaybolanlar ve delirenlerle ilgili tonla haber dönüyordu. Ölenlerden bazılarının bir iğne ile vücudundan binlerce delik açılarak kan kaybından öldüğü yazıyordu haberlerde. Sansürsüz görüntü yayınlayan video sitelerine her gün yeni paranormal videolar düşüyordu. Paranormal ve pornografik denebilecek kadar açık şiddet sahneleri. Yanıyordu sanki dünya, tam da baba lakaplı hayaletin söylediği gibi, garipler yakmıştı işte dünyayı. Kendi ıstıraplarını artık yaşamıyor, yaşayanlara yaşatıyorlardı. Diri diri gömülen insanlar, kızgın yağlarla yıkanan çocuklar, satanik ayinler, sebebi bulunamayan patlamalar, ortalığa saçılan kollar bacaklar ve organlar
Bir çılgınlık dalgası.
Vlad dur hemen çocuğum, bu kadar karaları bağlama dedi. Hayaletin zihninde gittiği yerleri hissedebiliyordu. Arkasını döndü ve öyle konuşmaya başladı. Sana ruh emmeyi öğretmiycem, çünkü bunu öğretemem. Bunu yapabilirsin ya da yapamazsın. Ama yine de sana yardımım dokunacak. Düşmanlarını önünde diz çöktürüp onlara istediğini yaptıracağım dedi.
İyilik yapma, kıyak yapma, kendinden başkası için en ufak bir fayda sağlama gibi bir motivasyonu asla olmayacak karanlık bir tip olan Vlad ın bu sözleri hayalette hiç karşılık bulmamıştı.
Çünkü planları başkaydı.
Ben bunu yapabileceğimi biliyorum, sen sadece öğret ve intikamını al sonra. Sonrasında da geldiğin çukura geri dön. Sana söz hiç tatmadığın bir huzura ereceksin dedi. Vlad arkasını döndüğünden beridir bir şey yapmaktaydı.
Bir çağrı, bir davet
Sadece sahibinin, sadece çağrılanın duyduğu bir çağrı.
Hayaletin planlarında ihtimal verdiği bir çağrı esasında.
Vlad yüzünü tekrar hayalete döndü. Senin bahsettiğin tarzda bir huzuru hiçbir zaman arzulamadım ki ben dedi. Kara gözlerinde alevler yanıyordu.
Bu çağrıyı emir telakki edenler, bu davete icabet edenler o anda, tam da o anda yeri göğü inletmeye başladılar. Vlad ın bizzat öldürdüğü, kanını içtiği, kazığa oturttuğu, kendi leş ruhu ile lanetlediği tüm kurbanları, tüm o askerler ve halktan sefiller, soylu köpekler, tüm o yabancı ülkelerden gelen elçiler, vezirler ve yeniçeriler, herkes
Bedenlerinin gömüldükleri yerden aynı bir bataklığın içinden kurtulurmuşçasına silkelene, silkelene çıkıp o kabirleri de patlatarak gökyüzüne yükseliyor ve ordan da Vlad ın yanına Snagov a geliyorlardı.
Kan dedi Vlad sigarasından çektiği dumanı üflerken, hayattır çocuğum. Ruh emmek diye bir şey yoktur, ama kanını emdiklerinin varlığını, kişiliğini, benliğini de emersin. Geriye ruhsuz bedenler bırakırsın, ve nursuz ruhlar.
Kurbanlarının hepsi şimdi gökyüzünde, Vlad ın durduğu yerin etrafında dönüyor ve bir fırtına hayaleti savuruyorlardı. Vlad kollarını iki yana açtı bak çocuklarım burada, ben ne zaman nerde olmalarını istiyor isem oradalar ve ne yapmalarını istiyor isem onu yapmaya hazırlar dedi.
Hayalet şaşırmış numarası yapıyordu. Şaşırmış, korkmuş, oyuna gelmiş, yenilmiş ve mazlum
Sana güvenilmeyeceğini bilmeliydim dedi başını öne eğerek. Bir sigara daha yaktı, paketin kalanını da artık başka içme imkanı kalmamış gibi, onunla işi bitmiş gibi öylece kenara fırlattı. Yine de senden isteğim, düşmanlarımı yenmeme yardım etmen. Sonra bana, bu dünyaya ne yaparsan yap dedi çaresizce. Gözleri bile nemlenmişti.
Öylece yere oturdu, başını öne eğdi. Başının üstünde dönen hayaletlerin oluşturduğu kasırga ve kızıl hortumlar ortalığı ateşe veriyordu. Öfkeleri havadan bir nefes alınsa bile hissedilebilirdi. Ama orada nefes alıp veren hiçbir canlı kalmamıştı çoktan.